14 Aralık 2013

Arzum Bebbe AR860 için pil

Arzum bebbe ar860 nem ve sıcaklık ölçer için pil konusu biraz sorunlu. İnternette araştırınca pili ile ilgili bilgi bulmak zor.

Ben çalıştırabilen bir tane pil buldum:  

Maxell LR1130 189 1.5V

Tüm fotolar

7 Aralık 2013

Moskova metrosu

Moskova metrosu ilk başta çok karışık gelse de aslında alışınca kolay, tek kafanızı karıştıracak şey kiril alfabesi olacaktır. Onu da aşmak kolay, kaldığınız yerden veya herhangi bir turist mekanından metro haritasını alın ve ingilizce halleri ile orijinal hallerini eşleştirin. Bir yerden sonra zaten insan benzetebiliyor, sonuçta harflerin çoğunluğunun temeli alfanumerik.

"5" nolu hat ring (daire şeklinde), yani diğer hatlara aktarma yapılabilmesini kolaylaştırıyor. Olur da yanlış hatla bir yere giderseniz diğer hatlara geçmek için bu ara hattı ve duraklarını kullanabilirsiniz.

İçi boş yuvarlaklar aktarma yapılabilen istasyon durakları, o durakta indikten sonra levhalar aracılığı ile diğer hatta gidebiliyorsunuz. Bazı duraklarda dört hat arasında bile geçiş yapılabiliyor. Tabii böyle durumlarda yerin altında epey bir yürümeniz gerekebiliyor bilginiz olsun. Aktarma yaparken olur da bir şekilde caddeye çıkarsanız büyük ihtimalle yanlışlıkla metrodan çıkış yapmışsınızdır. Çok çok nadir yer altı tünellerinden çıkıp da yeniden bilet okutup aktarma yapıyorsunuz.

Metroya girerken ilk bilmeniz gereken şey bilet alımı, bilet satan teyzeler sadece rusça bildiği için alacağınız bilet sayısının rusça olarak ismini bilmeniz yararlı olabilir, bendeki kitapçıkta 10 = desyat idi, teyzeye "desyat" diyince anladı bana 10lu biniş kartı verdi, para üstünü de göstere göstere titizlikle saydı ve teslim etti. Çoklu bilet alırsanız daha uygun oluyor. İnternetteki başka kaynaklara göre parmağınızla sayıyı yapsanız da anlıyorlarmış kafaya takmayın :)

Giriş için normalde turnike sistemi gibi değil açık duran aralıklar var, "kart okutmadan da geçerim nolacak" demeyin kart okutmazsanız geçerken çat diye kapanır oranızı buranızı kaptırabilirsiniz, çok haşin ve sert mekanik cihazlar bir yerinizi sakatlamayın. Bir de genel olarak Rusya'da gergin bir hava var, senelerdir eziyet ve soğuk içinde olduklarından olsa gerek, bir problem anında çok canınız sıkılabilir. Polislerin rüşvet talebi ve genel yozlaşmanın getirdiği problemli durumlarla karşılaşmamak için dikkatli olmakta fayda var. Gitmeden önce pasaportları polislere kaptırmamak gerektiği ile ilgili yazılar okumuştum, böyle bir durum olunca rüşvet vermeden kurtulmak zormuş. Ayrıca kafkas kökenli insanlara karşı ırkçılık durumları ile ilgili haberler okumuştum, ülkenin birçok kesiminde sorunlar olduğu bilgisi mevcut. Yine de sadece Moskova'nın turistik yerlerini gezecekseniz aşırı korumacı olmayı gerektirecek bir durum olduğunu gözlemlemedim. (Sene 2012 Eylül'dü)

Girdikten sonra ilgili hatta inmek için (Birden fazla metro hattı geçebiliyor olabilir) ilgili metro hattı numarasının olduğu oku takip edin, renkler genel olarak uysa da uymadığı durumlar da oluyor. Mesela alttaki levhada "9" nolu hatta gitmek için sağa gitmek gerekiyor, "3" ve "4" nolu hatlara da soldan gidiliyor. Levhalar çok açıklayıcı kimseye bir şey sormaya gerek yok.
http://i.imgur.com/PrvBGMj.jpg
Benim ilk sorunum girdikten sonra yanlışlıkla çıkışa gitmemdi, bir kere çıktıktan sonra da yeniden bilet okutmak gerekiyor. Çıkış için "Выход в Город" yazısını takip etmelisiniz. "BbI.. ile başlayan yazı çıkıştır" mantığını oturtunca insan daha temkinli oluyor :) Tek biletle dışarı çıkmadan tüm metroyu gezebilirsiniz, biz ordayken bu yapının ilerde değişip aktarma mantığına geçirilmesi planlanıyor denmişti.

Trene bineceğiniz yere geldiyseniz şuna benzer şekilde bir manzara ile karşılaşacaksınız:
http://i.imgur.com/Ede0zOF.jpg
Aşağı indiğinizde de ne taraftaki tren nereye gidiyor bilmeniz için şu şekilde bir levha var:
http://i.imgur.com/sr2lOor.jpg
Burda da elinizdeki metro haritasına bakarak gitmek istediğiniz durağın ismine veya en son durak ismine bakarak hangi tarafa gitmeniz gerektiğine karar verebilirsiniz. 1 ve 2'nin bir anlamı yok metro durak istasyonları isimlerine dikkat edin.

Gitmek istediğiniz tarafa karar verdiğinizde de zaten karşınızdaki duvarda daha detaylı nerelere gittiğine dair bilgiler içeren levhalar var.
Örneğin Biblioteka Imeni Lenina (aşağıda da görüldüğü gibi rusça yazılmış hali: Библиоте́ка и́мени Ле́нина) durağı trenin geldiği kısım duvarlarından biri:
http://i.imgur.com/gNsDjlY.jpg
Diğer taraf da şu şekilde:
http://i.imgur.com/Ylyat4a.jpg
Dikkat ettiyseniz ilerdeki hangi duraktan hangi hatta aktarabilirsiniz alt tarafında yazıyor.

Dipnot: Kültür olarak ruslar tanımadıkları insanlara gülümsemiyorlar. Bu nedenle bu insanlar neden bu kadar somurtkan demeyin, insanların normal hali böyle. Bu durum "bu insanlar ne kadar da mutsuz" hissiyatı yaratıyor. Kısmen doğru olsa da mutsuzluklarından değil öncelikli olarak kültürlerinden dolayı gülümsemiyorlar. Ayrıca çiçekleri çok seviyorlar, metroda ellerinde çiçekli birçok insan görebilirsiniz.

tüm fotolar

tripadvisorda türkçe anlatılmış bir moskova metro rehberi
tripadvisorda ingilizce anlatılmış bir moskova metro rehberi

18 Kasım 2013

Russia: A Journey with Jonathan Dimbleby (2008)

Günümüz Rusya'sı hakkında genel bilgiler edinmek için faydalı beş bölümlük bir belgesel olmuş. Dünyada çok farklı hayatlar mevcut. Sanırım ikinci bölümde Türkçe "bi lira bi lira" ifadesini duyup şaşıracaksınız.

7 / 10

1 Kasım 2013

De helaasheid der dingen (2009)

İşe yaramaz babası ve amcalarının yanından eh işte işe yarar hale gelmeyi başardığını anlatmaya çalışan gereksiz bir yazarımsının hayat hikayesi. Anlamsız ve gereksiz koca 100 dakikalık zaman kaybı.

1 / 10

31 Ekim 2013

The Way Way Back (2013)

Ergenlikteki bir çocuğun tam bir hödük olan olan üvey babası, ezik annesi, uyuz üvey ablası ile tatile gidip, kabuğunu kırmaya çalışmasına yardımcı olan biri ile yaşadıklarını anlatan tatlı bir film. Sam Rockwell döktürmüş, mevzuya dahil olana kadar drama şeklinde geçiyor, sonrasında komedi kısmı ağır basıyor. Steve Carrell tam bir "dick" karakterini oynamış.

[spoiler]En hoşuma giden espri "dövüştürmek için panda yetiştiriyoruz" kısmıydı.[/spoiler]

6.5 / 10

Zeitgeist: Addendum (2008)

Zeitgeist serisi herkesin en azından bir göz atıp fikir sahibi olması gereken bir aydınlanma aracı. İlk bölümü kadar efsane olmasa da ikinci yarıda "acaba ne yapılabilir?" sorusuna vermeye çalıştığı cevap bile merak etmek için yeterli.
7.5 / 10

30 Ekim 2013

Söz

“None of us is as smart as all of us.” ― Kenneth H. Blanchard
kaynak

24 Ekim 2013

Notepad++ JSON Viewer / Formatter

Notepad++'da json bilgileri formatlayıp okunur hale getirmek veya treeview olarak görüntülemek için json viewer plugin'ini kullanabilirsiniz. Üzerinde işlem yapmak istediğiniz json'ı seçip "Show JSON Viewer" veya "Format JSON" menüsünü kullanabilirsiniz.

detaylar

11 Ekim 2013

"The Joel Test: 12 Steps to Better Code"

Bir yazılım ekibinin kalitesini ölçmek için basit 12 soru metodu
The Joel Test
  1. Do you use source control?
  2. Can you make a build in one step?
  3. Do you make daily builds?
  4. Do you have a bug database?
  5. Do you fix bugs before writing new code?
  6. Do you have an up-to-date schedule?
  7. Do you have a spec?
  8. Do programmers have quiet working conditions?
  9. Do you use the best tools money can buy?
  10. Do you have testers?
  11. Do new candidates write code during their interview?
  12. Do you do hallway usability testing?
detaylar burada

7 Ekim 2013

2 Ekim 2013

Du zhan (2012) [Drug War]

Çinli abiler çok başarılı bir "polis vs. uyuşturucu satıcıları" ana temalı film yapmışlar. Baştan sona kendini heyecanla izletiyor. Sonlardaki bazı olaylar fazla sırıtsa da sonuç olarak doyurucu ve farklı bir yapım olmuş.

7.5 / 10

3 Eylül 2013

Bill Burr: Let It Go (2010)

Imdb Louis C.K. seven bunu da sever dedi inandım izledim. İyi ki izlemişim, başarılı bir gösteri. Adamın özellikle kendi kızgınlığını betimlediği ve köpekleri tasvir ettiği yerler çok komikti.

7 / 10

2 Eylül 2013

Grown Ups (2010)

Hedef kitlesi çok düşünmeden, kurcalamadan yaşayan Amerikan halkı görünüyor. Ha derseniz ki Adam Sandler ve Rob Scneider'in oynadığı filmden ne bekliyordun? Haklısınız. Laf olsun diye çekildiği belli, bazı yerlerinde tebessüm ettirse de genel olarak zaman kaybı.

3 / 10

Pardon (2005)

Memleketimiz ile ilgili trajikomik mevzuların işlendiği yer yer kalitesi düşse de yer yer başarılı karakter betimlemeleri ile kendini diğer türdeşlerinden sıyırabilen bir Türk filmi.

6 / 10

Aziz Ansari: Intimate Moments for a Sensual Evening (2010)

Genel olarak zayıf bir gösteri, sadece Kanye West ve yeğeni ile ilgili anlattıkları güldürebiliyor, kalanı epey amatörce ve vasat.

5 / 10

Kevin Hart: Seriously Funny (2010)

Siyahi kültürün komedyenleri de kendine has oluyor. O havayı hissedeceksiniz, genel olarak güldüren kısımları var, şans verilebilir.

6 / 10

Louis C.K.: Oh My God (2013)

Başları büyük bir hayal kırıklığı, Louie'den beklentimiz önceki işlerinden dolayı biraz daha fazla, beklentiyi karşılayamamış. Genel olarak gösterilerinde rahatsız edici ifadeler ve olaylar kullanmasına alışık olsak da bu şovda aradaki çizgiyi kötü yönde fazlasıyla aşmış gibi. Sonundaki kölelik ile ilgili tespit müthişti.

6 / 10

20 Ağustos 2013

Notepad++ Xml Tools

notepad++'da xmlleri okunabilir şekilde formatlamak için xml tools plugin'ini kullanabilirsiniz. hatta ctrl+alt+shift+b tuşu bu işin kısayolu.

1 Ağustos 2013

"The world is big enough" söz

“The world is big enough to satisfy everyones needs, but will always be too small to satisfy everyones greed.” - Ghandi

25 Temmuz 2013

Jerry Maguire (1996)

İlk yarı eğlenceli, ikinci yarı ise romantizm dram karışımı bir karma olmuş. Genel olarak söylemek istedikleri güzel, bununla birlikte bunu söylemeye çalışırken "hırs kötüdür, iyilik insanlık lazım, ama iş hayatında biraz da hırs lazım şimdi hepten de saf olmayın" ikilemlerinde bulandırarak anlatma yolunu seçmiş. Rene Zellweger'in iğrenç oyunculuğu rahatsız edebilecek düzeyde, Tom Cruise her zamanki rolünü oynamış, gamzeli gülüyor, koşuyor vs. Cuba Gooding Jr. efsane oynamış, müthiş bir karakter betimlemesiydi, zaten oscar da almış.

5.5 / 10

24 Temmuz 2013

The Light Bulb Conspiracy (2010)

Tavsiye üzerine izledim, herkesin kesinlikle zaman ayırıp izlemesinde fayda görüyorum, süresi de 50 dakika civarında. Günümüz ürünlerinin nasıl da bozulacak şekilde üretildiğini, neden bu hale geldiğini, Amerikan üretim mantığı ile Avrupa üretim mantığı farklarını, günümüz durumunu başarılı bir şekilde anlatıyor. İnternette türkçe altyazılı olarak çevrimiçi izleyebilirsiniz. Belgeselin konusu olan "planned obselesence" konusu ve belgesel ile ilgili özet bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

9 / 10

New World (2013)

Tavsiye üzerine izledim ancak umduğumu maalesef bulamadım. Evet Korelilerin kendine has mafya anlatış hikayelerinden, gerginlik hissiyatı da çok başarılı yansıtılmış. Bununla birlikte ağızda "ee niye izledik biz bunu şimdi" tadı bırakıyor.

6 / 10

Kiss the Girls (1997)

Uzun yolda yapacak bir şey olmadığında kendini izlettirdi. Özellikle zaman ayırmaya değer mi kişinin takdirine kalmış. Oyuncu seçimleri daha farklı olsaymış veya bu kadar klişe içermeseymiş daha başarılı olabilirmiş.

6 / 10

Cold War (2012)

Sonu çok tatmin etmese de genel olarak sürükleyiciliği ve merak öğesi iyi ayarlanmış bir uzak doğu filmi olmuş. Gerginlik hissiyatı da başarılı işlenmiş.

7 / 10

Richard Pryor: Live and Smokin' (1971)

Richard Pryor kendince bir stand up'ını videoya almak istemiş ancak sonuç tam bir rezalet. Saçma sapan konuşuyor, komik hiçbir muhabbet yok. Uzak durunuz.

1.5 / 10

27 Haziran 2013

El cuerpo (2012)

Sonunun şaşırtıcılığı tavsiyesi ile izledim, sonu şaşırtıcı evet. Bununla birlikte süresi çok uzun tutulmuş gerilmekten bayıyorsunuz, "eh yeter be" seviyesine gelmeniz çok olası. Şaşırmanız da aslında tamamen bilgi eksikliğinden.

Genel gidişat ve oyunculuklar vasat 5 / 10 , sonunda şaşırtmayı başardığı için puanını 6 / 10 verdim.

The Rodney Dangerfield Show: It's Not Easy Bein' Me (1982)

1981'de Rodney Dangerfield'in kısa gösterileri ve kısa oyunlarından oluşan bir gösteri. Farklı bir zaman dilimi ve farklı bir komedyen görmek isteyenler belki şans verebilir, sıradışı bir durum yok. Bu arada konuk ünlüler: Bill Murray, Aretha Franklin, Valerie Perrine.

6 / 10

Eddie Murphy Delirious (1983)

Eddie Murphy'nin ağzının bu kadar bozuk olduğunu bilmiyordum :) O zamanların atmosferi ve muhabbetleri ile şu an için belki çok bir şeyler ifade etmese de gülünecek yerler var. Ek olarak Jerry Seinfeld'in son gösterisinde devamlı böğüren, gürültü yapan, kafa ütület zihniyet burda da aynı şekilde mevcut, "bir susun be kardeşim" diyebilirsiniz. Aşırı +18 konuşma/muhabbet/küfür içerdiğini belirtmek lazım.

6 / 10

Identity Thief (2013)

Seth Gordon'dan daha büyük beklentilerimiz var. Bu film neresinden tutarsan tut elde kalıyor, olmamış. Süresi de gereksiz uzun.

5 / 10

26 Haziran 2013

"The Newsroom (2012)" - Sezon 1

Oyuncuların müthiş rol yaptığı bol diyaloglu, suya sabuna dokunan muhabbetleri ile başarılı bir dizi olmuş. Özellikle Maggie, Sloan ve Mackenzie karakterlerini oynayan aktrisler şahane oyunculuklar sergiliyorlar.

8.5 / 10

21 Haziran 2013

tripomatic gezi planı sitesi

tripomatic ile gideceğiniz bir yer için plan yapabiliyorsunuz. örneğin paris'i açıp louvre müzesini, eyfel kulesini vs. listenize ekleyip size otomatik yol çizmesini, mekanlar arası ne kadar mesafe olduğunu göstermesini sağlayabiliyorsunuz. çok süper bir fikir ve uygulama.

18 Haziran 2013

Empty Guid ve New Guid

empty guid ve yeni bir guid değeri için guidempty sitesini kullanabilirsiniz. sql'de bir listedeki değerleri IN sonrasına yazmak için '1','2','3' vb. şeklinde formatlayan bir kısmı da var.

15 Haziran 2013

MSI GE60 ve lcd tv bağlantısı

cihazı lcd tvye hdmi ile bağladıktan sonra kenarların görünmediğini görebilirsiniz bunu çözmek için intel graphic control panel'den aspect ratio ayarlarını değiştirmeniz yeterli olacaktır.

14 Haziran 2013

MSI GE60 dizüstü bilgisayar ve 5.1 ses sistemi bağlantısı (optik kablo ile)

optik kabloyu bu cihaza bağlamak için şöyle bir dönüştürücü takmak gerekiyor.

takınca kablo bu resimdeki aşağıdaki uç gibi oluyor.
 

bu şekilde olunca da kulaklık takar gibi cihaza takabiliyorsunuz.

takdığınızda windows "kulaklık mı? hoparlor mü? spdif mi?" diye soruyor, bunu takınca spdif seçin ve ses ayarlarından digital output'u etkinleştirip hoparlörü deaktif edin, artık sesleri ses sisteminden duyabiliyor olmalısınız.

not: bu şekilde stereo ses alabiliyorsunuz ancak dolby digital veya dts kalitesinde ses alamadım. ekstra ses kartı gerekiyor olabilir.

24 Mayıs 2013

Şeytanlaşan İnsanlar

adnan nur baykal'ın 19.yy başlarında fransa'daki joseph fouche ve osmanlı'daki halet efendi'nin hayatlarını anlattığı, siyasi sahnede varlıklarını devam ettirmek için gereken her şeyi yapan bu kişiler ile ilgili bilgiler verdiği, başları çok sürükleyici olan bir kitap. özellikle bu iki kişinin tanışmaları ve sohbetlerinin ne olabileceği üzerine yazılmış diyaloglar siyasi yaşamda ve inanç olmadan hayatta kalma üzerine efsane fikirler içeriyor. yazar inançlı biri olduğu için hepsi geldi geçti diye mevzuyu sonlandırsa da hayatta kalmak için her şeyin mübah olduğu hayvanlar alemi ve orman kuralları açısından çok bilgilendirici bilgiler içeriyor.

detay bilgiler

20 Mayıs 2013

Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir (2011)

İstanbul'un nasıl bu hale geldiği ile ilgili girişteki 6 dakikalık çizimler müthişti, sadece o kısım için bile izlenmeyi hakediyor. Kentsel dönüşüm ismi altında nasıl da rant yaratıldığı, inşaat projeleri ile ekonomik sınıflar arasındaki ayrımın nasıl keskinleştirildiği güzel gösterilmiş. Neler olduğunu öğrenip bilinçlenmek için yararlı. Bununla birlikte duruma tam bir çözüm öneremediği (belki de olmadığı için) ve anlatmayı seçtiği hikayelerin bulanıklığı ile daha çarpıcı olabilecekken biraz üstünkörü görünür olmuş. Tümünü izlemeseniz de 6 dakikalık giriş kısmını izlemeniz yararlı olacaktır.

6.5 tan 7 / 10

6 Mayıs 2013

Entity framework sayı yuvarlama hatası

geçenlerde entity framework 5 ile yazdığım bir uygulamada ef tarafından oluşturulan sqllerin doğru yuvarlama yapmadığını tespit ettim.

örneğin: 0.899 diye bir decimal değerimiz olsun ve bunu dbde 2 haneli keskinliğe sahip bir alana yazmak istersek sqlde de kodumuzda da 0.90'a yuvarladığınızı görürüz, bu da normal davranıştır. ancak ef oluşturduğu sqllerde normal kullanım yerine aşağı yuvarlama yapıyor ve dbye 0.89 olarak kaydediyor.

bu aslında bir bug, eğer ücretlerle ilgili keskinlik gerektiren işleriniz varsa başınızı ağrıtabilir. ben dbdeki keskinlik sayısını bana gerekenden 2 fazla yaparak (ör: (18, 6) yı (18,8) yaptım) bu sorunu çözdüm. kodda decimal doğru bir şekilde yuvarlayacağı için sorun olmuyor.


detaylı bilgi burada

8 Nisan 2013

Denis Leary & Friends Presents: Douchbags & Donuts (2011)

Dennis Leary'nin beğenmediği insanlara bol bol şarkılı türkülü sövdüğü bir stand up şov. Dennis Leary'nin toplam süresi 1 saat kadar geri kalan 35 dakikalık kısmı Lenny Clarke, Whitney Cummings, Adam Ferrara tarafından yaklaşık onar dakikalık şovlarından oluşuyor. Açıkçası en çok güldüğüm kısım Lenny Clarke'dı hikaye anlatma sanatını çok başarılı ifa etmiş, sonra en çok güldüğüm Whitney Cummings kısmıydı. Kendisi kadın olmanın avantajını kullanarak basit yolu seçerek bol argo ile seks ve kadın-erkek ilişkilerine değinmiş. En kötü kısım Adam Ferrara'nin şovumsu konuşmasıydı, tamam evleniyorsun da bundan bize ne? Zaten inanılmaz uzun duraksamaları ile bir kısım seyircinin ayrılmasına neden oldu. Şov boyunca küfür ve bir çok kişiyi rahatsız edecek muhabbetler mevcut.

6 / 10

Los cronocrímenes (2007)

Yine tavsiyelere güvenerek şans verdiğim bir ispanyol filmi oldu. Giriş çok gergin hakkını vermek gerekli. Kısa bir süre sonra neler olduğunu kolayca anlamanız olası bununla birlikte bir çok seyirci çok şaşıracaktır. Ek olarak sonun çoğu kişiyi tatmin etmeyeceğini tahmin ediyorum. Bütçesi az gibi görünse de aslında iyi bir bütçeyle çekilmiş.

6 / 10

Chasing Amy (1997)

Kevin Smith'in kendi tecrübelerine dayanan bir acayip aşk filmi. İlk yarı standart bol muhabbetli geyik bir Kevin Smith yapımı iken; ikinci bir acayip kafada, dağınık romantizm yumağı ancak bol eşcinsellik mesajı göndermeli tam olarak ne yapmaya çalıştığı anlaşılamayan gudubet bir şey olmuş.

5 / 10

The Perks of Being a Wallflower (2012)

İzlemeye niyetim yoktu ancak olumlu yorumlara güvenerek şans verdim. Uzun süresine rağmen kendini izlettiriyor. Genç olmanın kendine has zorlukları üzerine hoş bir yapım olmuş. Bazı detaylar izleyiciyi rahatsız edecek şekilde, bununla birlikte hayat da zaten zaman zaman rahatsız edici değil midir diye düşünmeden edilemiyor. Oyunculuklar da başarılı, şans verilebilir. Kitaptan uyarlama olup da kitabın yazarının yönetme şansı yakaladığı nadir filmlerden.

7 / 10

5 Nisan 2013

Robin Williams: Live on Broadway (2002)

İlk yarısı pek iç açıcı değil ancak ikinci yarı açılıyor ve güldürüyor. Yine de Robin Williams başarılı bir stand-up'çıda bulunması gereken ince ayarlı hikaye anlatma işini pek becerememiş.

6.5 / 10

Fantastic Mr. Fox (2009)

Atmosferi itibarı ile daha önce izlediğiniz bir yapıma benzetebileceğinizi sanmıyorum, bu nedenle orijinallik açısından çok başarılı. Genel olarak farklı bir stop-motion animasyon izlemek isteyenler şans verebilirler.

6.5 / 10

25 Mart 2013

The Pirates! In an Adventure with Scientists! (2012)

Wallace & Gromit modellerini kullanarak muhtemelen çocuklara yönelik bir kitaptan uyarlama basit bir animasyon. Artık ya ben bu tip yapımlar için fazla büyüdüm ya da animasyonlardaki kalite günden güne düşüyor. Farklı bir yorum veya hikaye bekleyenler uzak dursunlar.

4 / 10

21 Mart 2013

Wag the Dog (1997)

Kamuoyuna sunulanların ne kadar kurmaca olabildiğini anlatan, herkesin izlemesi gereken bir yapım olmuş. Film boyunca diylaoglarda ince detaylar var ve bu noktalar seyri daha keyifli hale getiriyor.

7 / 10

18 Mart 2013

Richard Pryor: Live in Concert (1979)

1979 yılında bu şekilde bir dil kullanımı olduğu halde kaydedilen ilk stand up gösterisiymiş. Bu kadar küfür ve muhabbet riskli olduğu için aslında kendi içinde bir mihenk taşıymış. Genel olarak eh işte bir gösteri, sonlara doğru açılıyor ve hep olduğu gibi erkek/kadın/cinsellik tespitleri ile kapanış yaparak akılda kalmayı sağlıyor. Çok +18 muhabbet var söylemek gerekli. Ek olarak Ata Demirer'in gösterisinde kullandığı ormandaki geyik tiplemesi burada da var, Ata Demirer esinlenmiş mi yoksa sadece benzerlik mi bilemedim.

6 / 10

Wreck-It Ralph (2012)

İzledik ettik hoş, bununla birlikte sonrasında aklınızda bir şey kalmadığını görünce çok da başarılı olmadığını düşünmemek için bir neden yok. İzlenebilir ancak zaman ayırmaya değer mi size kalmış.

6 / 10

Harold & Kumar Go to White Castle (2004)

"stoner movie" tipinde bir başka film. İki tipleme mayhoş halde hamburger yemek için yola çıkarlar başlarına bir sürü absürt olay gelir. Absürt komedilerden hoşlanıyorsanız eğlenebilirsiniz ancak pek bir numarası yok. +18 olduğunu söylemekte fayda var.

5.5 / 10

Jay and Silent Bob Strike Back (2001)

Kevin Smith'in Clerks serisinden iki tipleme olan bu elemanlar "stoner movie" tipinde kendilerine özel bir macerada seyirciye sunulmuşlar. Yönetmenin kendine has bir izleyici kitlesi tabanı var bu kitle sırf bu filmin fragmanı için Scream 2'ye gidip fragmandan sonra filmden çıkmışlar. Genel olarak eh işte, bol küfür ve absürtlükten oluşuyor. İlk yarı yavan ikinci yarı biraz daha hareketli biraz daha komik.

5.5 / 10

13 Mart 2013

Tais-toi! (2003)

Gerzek Şaban tarzında Fransız filmi. Tüm süresi boyunca Gérard Depardieu'nün Şaban şaklabanlıklarını ve Jean Reno'nün pis pis bakmasını izliyorsunuz. Bu tarz yapımları sevmediğim için hiç gülmedim, bence anlamsız bir yapım olmuş.

1 / 10

12 Mart 2013

Russell Peters: The Green Card Tour - Live from The O2 Arena (2011)

Russell Peters'ın son uzun gösterisi. İngiltere'de yaklaşık bir buçuk saatlik bir gösteri yapmış ve bol bol güldürmüş. Garip bir şekilde eski gösterilerinden parçalar kullanmış, örneğin irlanda muhabbeti. Süresinin uzun olmasından mı yoksa imdb yorumlarındaki bilgiye göre Russell'ın yeterince hazırlık yapmamasından mı bilinmez genel bir dağınıklık var. Özellikle seyircilerin bazılarına saldırırcasına tutumu herkesin gözüne batıyor, rahatsız ediyor. Negatif taraflarını kenara bırakınca çok eğlenceli bir gösteri olmuş. Lübnan, Dubai, Suudi Arabistan muhabbetleri güzel tespitler ve hikayeler içeriyordu.

7.5 / 10

7 Mart 2013

Killing Them Softly (2012)

Yani eyvallah ekonomik kriz var, amerikan rüyası felan yok anladık, bilmediğimiz mevzular değil. Bu kadar süredir dünyayı sömürenlerin, kötü durumları bile dünyanın hepsinden daha iyi olduğu gerçeğini kenara bırakamayacağımız için ağladıkları zaman "well, boo hoo" diyoruz. Anlamsız zaman kaybı filmlerden. Bir tek son cümlesi güzeldi.

[spoiler]
My friend, Thomas Jefferson is an American saint because he wrote the words 'All men are created equal', words he clearly didn't believe since he allowed his own children to live in slavery. He's a rich white snob who's sick of paying taxes to the Brits. So, yeah, he writes some lovely words and aroused the rabble and they went and died for those words while he sat back and drank his wine and fucked his slave girl. This guy wants to tell me we're living in a community? Don't make me laugh. I'm living in America, and in America you're on your own. America's not a country. It's just a business. Now fuckin' pay me.
[/spoiler]


2 / 10

4 Mart 2013

Rise of the Guardians (2012)

Konusu, hikayesi, amacı olmayan "3d bir şeyler çekelim de ne olursa izlenir zaten" özetinde çocuklara yönelik dandik bir animasyon. Doymadınız birader santa, sevgi, korkusuzluk geyiği yapmaya.

4 / 10

Mass Effect: Paragon Lost (2012)

Mass Effect evrenine doyamayanların merak edeceği bir yapım. Tüm oyunları oynadıktan sonra izlenmesini tavsiye ederim. Ben 3'ü oynamadım ama spoiler yemiş olabilirim. Şu "marines, this is what we do! hoo ra!" muhabbeti aşırı bayat olsa da aksiyon içeren kısımları hoş, geri kalanı boş.

6 / 10

Life of Pi (2012)

Uzun süresine rağmen ilgiyle izlenebilen farklı bir yapım. Yer yer geriliyor, yer yer daralıyorsunuz. Genel olarak baktığımızda içinde tam tasvir edemediğim bir olmamışlık hissiyatı olsa da şans verilebilir. Muhabbet şeklinde başlayıp geçmişi, hayatı, anlam aramayı anlatan yapımlardan.

6 / 10

28 Şubat 2013

A Good Day to Die Hard (2013)

Die Hard'dan beklentiler belli, eğlence aksiyon hınzır komedi. Bu filmle ilgili senaryo ile ilgili atıp tutacak değilim zaten yok. Bu kadar kötü olmasında en büyük etki kamera kullanımı. Devamlı titreyen, sallanan, tek bir sahnede malca sadece tek kişinin suratını gösteren (oyunculuklar başarılı olsa hadi bir nebze anlaşılabilirdi), araba tamponu, reklam markalarını göstermekten başka amacı olmayan sahneleri izlerken gerçekten üzüldüm, verdiğim paraya acıdım. Araba tamponu izlemeye niyetim olsa işe giderken pür dikkat kesilirim. Seri şu zamana kadar iyi gelmişti ancak bu kadar kötü bir film yapabileceklerini tahmin etmek zordu.

3 / 10

20 Şubat 2013

Dodookdeul (2012) [The Thieves]

Uzun süresine rağmen ilgiyle ve keyifle izlenen ters köşeli hırsızlar filmi :) Korece, Mandarin, Kantonca ve İngilizce konuşmalar mevcut, Hong Kong, Güney Kore ve Macau gibi yerlerde geçiyor, çok başarılı sahneler mevcut. Özellikle iç çekimden dış çekime geçişlerin ustalıkla kotarıldığı yerler çok keyifli. Bina etrafındaki sahneler de çok iyi çekilmiş.

7 / 10

18 Şubat 2013

Hotel Transylvania (2012)

İzleniyor, eğleniliyor, gülünüyor. Bununla birlikte tutacağına emin oldukları sıradan temalara (kızını özgür bırakmak istemeyen baba vs) çok sarılmışlar bu da orijinal olmamasını ve samimiyetsizliği sağlıyor. 3d film çektik gereksiz 3d sahneleri yapalım davranışı da çok net sırıtıyor.

6 / 10

Ace in the Hole (1951)

Evet 1950lerde basının ciğerini göstermeye cesareti çok başarılı, Kirk Douglas bir şerefsizi çok iyi oynamış ancak bu zamanda izlenince "zaten bildiğimiz mevzular" demeniz çok olası. İnsanoğlu çiğ süt emmiş.

6 / 10

Svartur á leik (2012) [Black's Game]

İzlanda'dan gerçek olaylara dayanan bir uyuşturucu işine giriş, yükseliş ve sönüş filmi. İlk yarı epey tempolu olmuş ancak yarıdan itibaren bir garipleşiyor. Gerilimi iyi hissettiriyor ancak aşırı derecede sert bir yapım. Ana fikri "hayat da zaten sert ve boktan değil midir" gibi görünüyor. İzlemesi çok iğrenç sahneler barındırıyor. Aşırı rahatsız edici.

6 / 10

15 Şubat 2013

A Russell Peters Christmas Special (2011)

Russell Peters'ın fazla cıvık ve çok üstünkörü yılbaşı şovu. 45 dakika ne olacak derseniz izlenir, zaman ayırmaya gerek var mı bilmiyorum.

5 / 10

11 Şubat 2013

Hwanghae (2010) [The Yellow Sea]

Epey farklı bir Güney Kore filmi. Borcu olan bir adamın başına gelmeyen kalmaması ana hikayeli, dağınık ve karışık anlatımı ile bol bol "ne oluyor ya" diye düşündürtse de gerçekçi sayılabilecek konu akışı ile benzerlerinden ayrılıyor. Film boyunca saykoluğun haddi hesabı yok bu nedenle rahatsız olacaklar olabilir. Sonunu anlamamanız olası burdaki ve şurdaki yazılardan hikayeyi okuyabilirsiniz. Bazı "yok artık" dedirtecek tarzı kovalama sahneleri çok saçma olmuş. Genel olarak farklı bir tat bırakan vahşet dolu garip bir yapım.

6 / 10

Swingers (1996)

Ayrılık acısı çeken ve hayattan umduğunu bulamadığını düşünen bir adamın Los Angeles gece hayatında kendini bulmaya çalışmasının sıkıcı hikayesi. Jon Favreau bu olayları kendi hayatından esinlenerek yazmış, sonra Iron Man'den çok para kazanınca bu hallerine gülmüştür.

4 / 10

7 Şubat 2013

Spellbound (1945)

Muhtemelen Hitchcock amcamızın izlediklerim arasındaki en zayıf filmi. Bir kitaptan uyarlama olduğundan olsa gerek üstat kendine has farkını ortaya koymaya çalışsa da sürükleyiciliği olmayan, bayat romantik havası ile sıkıcı bir yapım ortaya çıkmış. Gergory Peck yerine şeker kamışı da koyulabilirmiş.

4 / 10

6 Şubat 2013

Metropia (2009)

Çok farklı bir animasyon, hakkını vermek gerek. Özellikle sanki fotoğraflardan yapılmış kocaman kafalar rahatsız ediyor, ilginç bir deneyim sunuyor. Kendini merak ile izlettirmesi bir artı ancak sonuca giderken bol ters köşe yapmaya çalışsa da çok doyurucu olduğunu söylemek mümkün değil. Çok farklı bir distopya izlemek isteyenler şans verebilir.

6 / 10

Russell Peters: Red, White and Brown (2008)

Russell Peters bu sefer New York'ta bir gösteri yapmış. Yine komiklikler şakalar var ancak 1997'deki gösteri kadar başarılı değildi. Yine de gülmek eğlenmek için birebir. +18 olduğunu belirtmekte fayda var.

6.5 / 10

Russell Peters: Show Me the Funny (1997)

Russell Peters'a youtube videolarında rastlamıştım. Onar dakikalık videolarındaki performansını çok beğenmiştim. Kendisi Kanadalı Hindistan kökenli dünyayı gezmeyi ve insanlarını incelemeyi seven biri. Esprilerinin %95'i dünyadaki değişik ülkelere mensup insanlar üzerine komik tespitlerden ibaret. Bu durum bazı insanlara hakaret edici gelebilir en baştan belirteyim. Bu gösteri de 1997'deki şovu. Gülmek eğlenmek için şans verilebilir. +18 olduğunu belirtmekte fayda var.

7 / 10

Django Unchained (2012)

Tarantino'nun yaptığı işler ortada bu nedenle kendisinden beklentiler de yüksek. Başta güzel gibi gelse de genele bakıldığında çok üstünkörü ve gereksiz olmuş. Jamie Foxx yerine bir kütük koysalar da olurmuş. Yarısına kadar merak olgusu başarı ile işlenmiş ancak sonrası "e amaç ne" diye sorduruyor. Ortada hikaye de olmadığı için becerememiş diyoruz. Tarantino'nun amacı kendi tarzında zencili kill billvari western çekmekmiş gibi görünüyor.

5 / 10

1 Şubat 2013

Seven Psychopaths (2012)

Fragmanı daha fazlasını vadediyordu, onu verememiş. Bazı yerleri komik ve farklı ancak genel olarak çok ciddi bir dağınıklık var. Zaten hikaye üretmekte sıkıntı çekme konusu hep işlenen ve çoğunlukla becerilemeyen bir taktik. Sam Rockwell süper oynamış, ana hikayeden çok aradaki psikopat kısa hikayeleri daha iyi işlenmiş.

6 / 10

31 Ocak 2013

CM101MMXI Fundamentals (2013)

Cem Yılmaz yaşlanmış, biz de yaşlanmışız bu net. Uzun süresine rağmen çok keyifli bir gösteri olmuş, ikinci yarı gülmekten suratım ağrıdı o derece :) Daha bir saat, iki saat anlatsa daha da çok dinlerdik. Sürükleyiciliği ve tespitleri şahaneydi. Sinemada gösterimden mi yoksa kaynaktan mı bilmem ara ara görüntü aşağı yukarı oynuyordu, bazı yerlerde görüntü kalitesi çok kötüleşiyordu. Hayattan iki saat kopmak için ideal, ne anlattığını pek hatırlamayacaksınız, komiklikler şakalar işte :D

9 / 10

30 Ocak 2013

Sony xperia arc için root olma

Sony xperia arc için root olma işlemleri bilgisi burada

Özet olarak:

562 ilen biten kernel flashtool ile yüklenir.
root yapan bat dosyası çalıştırılır.
587 ile biten kernel flashtool ile yüklenir.
install-cwm1.cmd dosyası çalıştırılır cwm kurulması sağlanır.

SystemCleanup uygulaması ile sisteme gömülü uygulamaları move app to data/app diyip sonra uninstall app diyebilirsiniz.


Ek olarak root olduktan sonra uygulama kurarken "yeterli depolama alanı yok" hatası alırsanız (yer olmasına rağmen) daha önce titanium backup kurmuş olabilirsiniz. Data/App klasöründeki com.keremidas tarzı klasörü silerseniz düzelir. kaynak

28 Ocak 2013

Angel Heart (1987)

Sonunun tahmin edilmesi kolay ancak 2 saat "ee amaç ne" ruh hali ile izlendiği için zevk vermeyen bir detektiflik filmi. Mickey Rourke gençken ne kadar da farklıymış ve film aşırı +18 sahne içeriyor söylemeden geçmemek lazım.

5 / 10

Silver Linings Playbook (2012)

İki deli bir akıllı eder mi ana fikrinde sevimli biraz da dağınık bir film. Jennifer Lawrence gerçekten çok iyi oynamış. Birkaç klişeye yer vermeseymiş çok daha iyi olabilirmiş.

7 / 10

25 Ocak 2013

Batman: The Dark Knight Returns, Part 2 (2013)

İlk bölümden daha sürükleyici ve derli topluydu. Beklemediğim ekstra karakterler de içeriyordu, kısa süresinde anlatmak istediklerini başarmış.

7 / 10

Savages (2012)

Saçma sapan bir kadın, saçma sapan iki adam, saçma sapan uyuşturucu kartelleri, şiddet, anlamsız bir hikaye. Acayip derecede gereksiz bir film. Uzak durunuz.

3 / 10

22 Ocak 2013

Mulan (1998)

Farklı bir Disney çizgi filmi olduğuna dair tavsiyeler doğrultusunda izledim ancak tavsiyeler boş çıktı. Hedef kitlesi ufaklıklar bu nedenle beklentinizi ona göre ayarlamak yerinde olacaktır. Mushu'yu seslendiren Eddie Murphy yine kendine has seslendirmesini yapmış tek hoş nokta oydu. Hunları şeytan olarak çizmek de ilginç bir seçim olmuş. Sonuç olarak vasatı da geçememiş ortaya nahoş bir yapıt çıkmış.

4.5 / 10

21 Ocak 2013

Dar alanda kısa paslaşmalar (2000)

Hayat, sevgi, amatörlük üzerine samimi ve güzel bir film. Özellikle dönemin havasını ve Türkiye'nin kendine has sıcak ortamını hissettirmesi başarı ile sağlanmış. Süresi biraz daha kısa olabilirmiş. İzlemeye değer. "Hayat fena halde futbola benzer."

7 / 10

Celal ile Ceren (2013)

Gülünebilecek her sahne fragmanda var geri kalanı koca bir reklam ve devamlı tekrar edilen kelimelerden ibaret. Şans vermeye gerek yok. Bu kadar seviyesiz ve çöp bir filme verdiğim paraya gerçekten acıdım.

2 / 10

14 Ocak 2013

Mary and Max (2009)

Yalnızlıklarını paylaşan iki bambaşka insanın enfes bir karanlık atmosferle, mizahı da çok güzel yedirerek anlatılan hikayesi. İlgiyi hak eden çok iyi bir yapım.

8 / 10

Harvey (1950)

Kendisini izletse de ortalara doğru temposunu kaybediyor. Genel olarak farklı bir film olma amacını yerine getirmiş ancak eh işte olmaktan öteye gidememiş.

6 / 10

"Better Off Ted (2009)"

Tümü

Sadece 2 sezon sürebilmiş olsa da mükemmel bir ofis ve iş yaşamı komedisi. Özellikle Veronica karakteri efsane.

7 / 10

11 Ocak 2013

Hünkar Köşkü

bursa'da temenyerinin üst tarafında av köşkü olarak yaptırılmış, şu anda bir sosyal tesise bir de müzeye sahiplik eden güzel yer.

bir cumartesi sabahı sosyal tesislerinde kahvaltı yapmaya gittik. iki çeşit kahvaltı mevcut, biri kahvaltı tabağı diğeri ise serpme kahvaltı (daha bol ve yiyecekler ayrı tabaklarda). kahvaltı tabağı 10tl, serpme kahvaltı ise 15tl. çalışanlar güleryüzlü ve ilgiliydi. kahvaltıda yemek için yanınızda simit getirirseniz daha da keyifli bir kahvaltı yapabilirsiniz.

biz serpme kahvaltı yedik, içeriği: kişi başı 4 bardak çay içeren termos, zeytin, kaşar peyniri, beyaz peynir, domates, salatalık, vişne reçeli, gül reçeli, ceviz, incir kurusu, kayısı kurusu, tereyağ, bal, ekmek, omlet. sonrasında türk kahvesi de ikram. fiyat/performans oranı iyi.

müze kısmına ise isim yazdırarak ücretsiz girdik. tur biraz acele gibi olsa da köşkün içi gayet güzel. av köşkü olduğu için biraz küçüksu kasrı'na biraz da beylerbeyi sarayı'na benziyor.

bulunduğu uludağ eteğinden şehri ve üst taraflardaki ormanları izleyebilirsiniz. şehre yakınlığı ve ulaşımın kolaylığı ile tercih edilebilir bir yer. pazar günleri daha kalabalık oluyormuş, rezervasyon yaptırmak gerekebilir. ücretsiz otoparkı var. cumartesi sabah ve kış olması nedeni ile sakindi bu da kalabalıktan hoşlanmayanlar için ideal.

şehir manzarası bir çok insana hoş gelmeyebilir ancak tüm türkiye'de plansız ve estetik yoksunu yapılaşma zihniyeti bu yerin suçu değil. yüksekliği ve konumu hoş.

konumu: http://quikmaps.com/show/210526

Burdaki linkten panoramik manzarasını görebilirsiniz.

şurdaki linkte tanıtımını izleyebilirsiniz.

7 Ocak 2013

Swiri (1999)

Güney Korelilerden tam bir Hollywood yapımı. Tüm klişelerden yararlanmış, kişi etrafında dönen kameranın cılkını çıkarmış, garip çatışma sahneleri yaratmış, vasatlığı geçememiş bir film.

4 / 10

The Blues Brothers (1980)

Komedi filmi diye lanse edilse de absürt olaylar yanında Blues şarkılar toplaması. Gülünecek bir şey bulamadım. O kadar sıkıcı ki maalesef 45 dakika dayanabildim.

1 / 10

The Hobbit: An Unexpected Journey (2012)

Fantastik edebiyatı, filmleri ve Yüzüklerin Efendisini (kitaplarını ve filmini) severim. Hobbit'in kitabını okumadım ancak hikayenin girişi olduğunu biliyorum. Her şey bir yana film tam anlamıyla "yapacak başka bir şey yoktu o nedenle çektim" tarzı ile yapılmış çok belli. Tamam fantastik bir hikaye izliyoruz ancak son derece saçma sapan sahnelerin çokluğu büyük bir hayal kırıklığı. İzlemeye gerek yok, zaten bir şey de olmuyor. Para tuzağı.

3 / 10

A River Runs Through It (1992)

Dış ses anlatımı ile bulunduğu dönemi anlatan bir yapım olacakmış gibi yapıp, kayda değer bulunmayacak bir hikayeyi balıkçılık bir sanattır ana fikri ile ifade etmeye çalışırken hiçbir şey anlatamamış. Sıkıcı ve zaman kaybı.

4 / 10