26 Temmuz 2005

amma da çok özellik varmış yav...

settings kısmını kurcalamanızı tavsiye ederim, epey ayrıntılı özellikler mevcut. site dilinden tarih ve zaman gösteriminin nasıl olacağına kadar epey bir şeyler değiştirebiliyorsunuz.

kolay gelsin, iyi akşamlar.

harrah's büyük kumar veritabanı

harrah's adlı kumarhaneler zincirinin daha çok kar etmek için oluşturduğu sistemin adı. bir işletme dersi olup, gelirlerin kimden nasıl geleceğinin düşünüldüğü gibi olmadığını/olmayabileceğini gösterir. sistem, adını bir türlü hatırlayamadığım bir kaynakta şu şekilde anlatılmıştır:

"harrah’s 2001 yılında 25 milyon müşteriye ulaşmış merkezi memphis, tennessee’de bulunan bir kumarhaneler zinciridir. yaklaşık 25 gazino ve 40,000 kumar makinesi ile 12 eyalette iş yapmaktadır. yıllar boyunca küçük bir şirket olan harrah’s, 2001 yılında sektörde ikinci büyük şirket haline gelmiştir. 1990‘ların ortalarına doğru federal ve eyalet yasalarındaki değişikliklerle kumarhaneler teknelerde ve kızılderili alanlarında iyice serbest bırakılmıştır. bunu fırsat bilen yatırımcılar ile kumarhane sayısı gittikçe artmış ve rekabet ortamı kızışmıştır. bu yüzden işlerinde yeniliğe başlayan kumarhaneler genellikle daha lüks ve daha gösterişli yerler yapmış, büyük mekanlar yaptırıp ilgi ve müşteri çekme yoluna gitmişlerdir. fakat harrah’s bu yolu seçmeyerek kendisine en büyük kazancı getirecek müşteri tipini bulmak için bir araştırma yapmaya başlamıştır. araştırmanın temeli, müşteriyi en çok memnun edecek sistemi bulmaktır; yani müşteri-odaklı çalışma benimsenmiştir. bu en çok kar getirecek müşteriye diğer müşterilerden farklı olarak ek ikramlarda bulunulacak ve kumar oynama tercihini harrah’s ta yapması için ilgisi çekilecekti.

bu alanda yapılan ilk araştırmalar göstermiştir ki; kumarhaneler en çok geliri masa başı oyunlarından (21, zar vb.) kazanmaktadır. ayrıca bilgisayarların gelişmesi ve uygulanabilirliklerinin artması ile müşterilerin kayıtları tutulmaya başlanmıştır.

araştırma ve geliştirmenin en büyük mimarı harvard’da profesör olan loveman’dır. loveman’a göre her müşteriye uzun vadeli alıcı olarak bakmak gerekir. bunun için kişinin otelde kalıp kalmadığı, büyük harcamalar yapıp yapmadığı önemli değildir. loveman’ın fikirlerini dinleyen harrah’s hemen onu işe almıştır. tüm bu araştırma-geliştirme işlemleri sonucunda harrah’s ın kârında 125 milyon dolarlık bir artış yaşanmıştır. tüm incelemeler göstermiştir ki harrah’s ın gazino gelirlerinin yüzde 80’i her gelişlerinde 100 ila 500 dolar arası harcama yapan müşteriler tarafından elde edilmekte imiş. ayrıca harrah’s ın ciddi gelir getiren müşterileri bölgenin yerlileri olup, pahalı uçak biletleri vermeden gazinolara gelebilenlerden oluşmakta imiş.

harrah’s ta uygulanan müşteri-odaklı işleyişin en önemli parçasını “total rewards” kartları oluşturmaktadır. gazinoya gelen müşterilere bu kartlardan almak isteyip istemedikleri sorulmuş, bu kartı almanın tamamen gönüllü olduğu ve alındığı taktirde müşteri ile ilgili yaş, cinsiyet, yaşadıkları yer, oynamayı sevdikleri kumar tipleri bilgilerinin alınacağını; bunun karşılığında kendilerine özel ayrıcalık ve hediyelerin verilebileceğini belirtmişlerdir.

eğer müşteri kartı alırsa ve de oynarken kartı kullanırsa kişinin ne kadar para yatırdığı, kaç kez oynadığı, toplamda ne kadar para harcadığı bir veritabanına eklenmekteydi. müşteriler kazanıp-kaybetmelerine bakmaksızın yatırdığı miktarın büyüklüğüne göre ödüllendirilmekteydi. müşteri her gazinoyu ziyaret edişinde bilgiler eklenip güncellenmekte ve müşteri hakkında bir ortalama veri birikimi oluyordu. bu veri birikimi de harrah’s ın kârının artmasındaki en temel bileşen oluyordu. veriler “müşteri iletişim yönetimi” (crm) yazılımı ile izleniyor, sas enstitüsünde pazarlama müdürleri tarafından inceleniyordu. tüm sisteme “kazananların bilgi ağı” (winet) adı verilmişti.

tüm bu bilgileri kullanarak her müşteri için bir profil çıkartılıyor ve müşterinin yine en kısa zamanda gazinoyu ziyaret etmesi için bir plan geliştiriliyordu. planlar içinde otel indirimleri gibi hediyeler mevcuttu. en kritik faktörler müşteri yaşı ve en yakın gazinoya uzaklığı idi. bu faktörler kişinin bir dahaki gazino ziyaretini belirliyordu. faktörleri değerlendirerek bilgisayar ortamında kişiden zaman içerisinde ne kadar gelir elde edilebileceği hesaplanıyordu. hesaplamalara göre “total rewards” programının maliyetini de hesaba katarak kâr analizi yapılıyordu.

harrah’s müşterinin firmaya olan değerini betimlemek için 90 ayrı demografik alan oluşturmuştu. yapılan çalışmalara göre en çok kâr getiren müşteri şaşırtıcıydı: 62 yaşında gazinoya 30 dakika uzaklıkta oturan ve video poker oynayan bir kadındı. bir müşteri ne kadar çok gazinoyu ziyaret ederse, kendisinden o kadar çok kazanç elde edileceği görülmüştü. zaman içinde yüksek kâr getirecek müşterilere “total rewards” programının kendilerine sağladığı ikramlar ve hediyeler ayda 1-2 adet yollanan mail ile bildiriliyor, gazinoya gelmeleri için cesaretlendiriliyordu. bu hediyeler nakit olabildiği gibi, geziler, hava yolu ile gelmişse havaalanından gazinoya kadar ücretsiz ulaşım imkanı, otellerde hafta sonu ücretsiz kalınması olabiliyordu. müşteri eğer rezervasyon yapmak için ararsa kendisine sahip olduğu/olacağı hediyeler bildiriliyordu, böylece kişi gazinoya gelmek için teşvik edilmiş oluyordu.

harrah’s şirketi büyüdükçe, şirkete bağlı tüm gazinolar ayrı ayrı yönetiliyordu. bundan dolayı firmaya değerli müşteriler başka bir harrah’s gazinosuna gittiklerinde normalde aldıkları hediyeleri ve ilgiyi göremiyorlardı. bunu düzeltmek için bu müşterilerin firmaya bağlı tüm gazinolarda aynı ilgiyi görmesi gerektiği kararına varıldı. sonuçta kişinin kartındaki bilgiler, bağlı gazinolarda da geçerli olmak üzere geliştirmeler yapıldı. geliştirmeler yapılırken karşılaşılan en büyük sorun şirketin 25 yerinde birden müşteri-odaklı hizmeti yaymak olmuştu. her gazinoda çalışanlar sadece kendi müşterilerini değil, harrah’s şirketinin müşterileri ile ilgilenmekle koşullanmıştı. bu değişikliğin bir sonucu da las vegas’taki üç harrah’s gazinosunun gelirinin yarıdan fazlasının zaten daha önce harrah’s gazinolarında oynamış kişilerden, yani şirketçe tanınan; veritabanında olan kişilerden elde edilmesiydi.

görülen o ki uygulanan strateji çok büyük bir başarı ile sonuçlanmış gözüküyor. daha uygulandığı ilk yılda yüzde 13 kâr artışı sağlayan program, “total rewards” programı kapsamında 251 milyon doları müşterilere veya araştırmalara dağıtmış olsa da bu kâr inanılmaz boyutlardadır. 1999 yılında ise 1998 yılına göre de yüzde 18’lik kâr artışı sağlanmıştır. ayrıca harrah’s gazinolarında bir veya daha çok mekanda kumar oynayanların sayıları yüzde 23 oranında artış göstermiştir. ayrıca müşterilerin geçen yıllara göre kumarhanelerde daha çok para harcadıkları görülmüştür. 2001 yılında gelirlerde 3,7 milyon dolarlık yani 2000 yılına göre yüzde 11’lik artış saptanmıştır. bu kârın yüzde 80’lik kısmı ilk başlarda da tespit edilmiş olan masa başı oyunlarından elde edilmiştir.

harrah’s müşterilere ait veritabanının hiçbir şekilde başka firmalara satılmayacağını ve müşteri bilgilerinin gizli kalacağını belirtse de bu programa sıcak bakmayanlar da mevcuttur. örneğin ulusal yasallaştırılmış kumara karşı olanlar koalisyonu yöneticisi richard thomas grey belirtmiştir ki; harrah’s ın amacı kişileri paralarından ayırmaktır. yine new jersey mecburi kumar konseyi de bu programa karşıdır.

harrah’s genel müdürü philip g. satre bu suçlamalara karşı firmasını şu şekilde savunmaktadır; firma kişileri kumar oynamaya ikna etmemektedir, aksine bunu yerine kişilere çeşitli hediyeler sunmaktadır. ayrıca firmanın hedef kitlesi hiçbir zaman fakir kişiler değildir, hedef kitle her gelişinde 1000 ile 2000 dolar arasında harcama yapacak kişilerdir. loveman’a göre, firma kişilere daha çok kumar oynaması için cesaretlendirmemekte aksine zaten yapacağı “kumar oynama” işini harrah’s gazinolarından birinde yapması hedeflenmektedir. ayrıca loveman belirtmiştir ki programın amacı zaten oynayacak olan müşterileri tanımak ve daha sonraki ziyaretleri için bizim gazinomuzu seçmelerini sağlamaktır. açıklamasında ise; eskiden sadece makinelerde ne kadar oynandığını, ne kadar kazanıldığını bilmekteydik, artık o makinelerde hangi müşterimiz oynuyor, onunla nasıl irtibata geçebiliriz diye öğrenmek istiyoruz; yani artık sistemimizle 60 yaşında north carolina’da oturan kadınlar hangi makinede oynuyor bilebiliyoruz.

her şey bir yana zaten müşteri izlenmek istemiyorsa kartını kullanmaz ve böylece kendisi hakkında bilgi toplanamaz." *

23 Temmuz 2005

değişik bir parça

"Bjork & Thom Yorke - I've Seen It All" dinleyin epey değişik film müziği gibi sanki mi acaba :)

yazı tipi

LCD (bilmeyenler için: dümdüz ince pahalı olanlar var ya işte onlar) mönitöre sahip dizüstü veya masaüstü bilgisayarlarda yazı tiplerinin kenarlarını düzeltmek için ClearType kullanın süper oluyor.

nerden mi bulacağım diyosunuz? hemen söyleyelim masaüstünde bir yere sağ tıklayın-> Görüntü Özellikleri çıkacak-> ordan Görünüm -> Efektler -> ikinci satırdaki yeri işaretleyin ordaki aşağı açılabilir yerden ClearType seçin. Tamam diyin oldu.

yoruldum lem anlatırken :P

herkese iyi günleerr!

haftaya bugün

inşallah stajım bitmiş olacak :) o zaman tatil yapacağım umarım...

dinleyin bakalım:
şebnem ferah - can kırıkları
mustafa sandal - isyankar
çok alakasız gibi görünüyor di mi :D

11 Temmuz 2005

staja başlayacaklar için öneriler :)

yer araştırırken mümkün olduğunca size yararlı olacak bir yer bulmaya gayret edin. hatta hem yararlı olacak bir yer hem de tanıdığınızın olduğu bir yer olsun. böylece gereksiz tiplemeler ve tripleri ile uğraşmak zorunda kalmaz hem de çok süper bilgiler edinebilirsiniz. devlet dairelerinde staj yapacaksanız milletle pek haşır neşir olmayın, sonra dandirik işleri size kakalamaya çalışırlar. mümkün olduğunda herkese mesafeli olun ama soğuk da olmayın. insanlarla ilişkiler hangi meslekte olursanız olun çok önemlidir. neredeyse tüm müdürler insanlarla diyaloğu süper olan kişilerdir.

elinizden geldiğince tembellik yapamamaya gayret edin, iş alıp onlarla uğraşın çünkü staj siz iş ortamını görün yeni yeni şeyler öğrenin diye var. eğer ben hiç bir şey öğrenmek istemiyorum sokayım staja diyorsanız -diyebilirsiniz hakkınız, belki de kötü şeyler yaşadınız daha önce- naylon yapın ama bunun her zaman dezavantaj olduğunu göz önünde bulundurun. kimse durup dururken size süper şeyler öğrenebileceğiniz şeyler sunmaz, sizin didinip bir şeyler öğrenmeniz gerekir.

bir proje veya iş bittiği zamanki tatmin duygusu ve öğrendiğiniz şeyleri görünce duyacağınız haz için bile eşek gibi çalışmak isteyebilirsiniz. (saçma ama gerçek) iyi niyetlerle çıkarılmış bir şeyin * bile ne kadar iğrenç hale getirilebileceğini görerek ülkemiz hakkında değişik fikirler edinebilirsiniz. ayrıca hiç çalışmayıp da daha hala da zam isteyen devlet çalışanlarını görüp de * vay anasını diyerek ufkunuzu genişletebilirsiniz.

ne yapın edin edinebileceğiniz maksimum bilgiyi ve tecrübeyi edinerek stajınızı tamamlayın. tembelliğin kimseye yararı yok.

not olarak da iş hayatında stajdaki gibi toleranslı olunmaz kişiye karşı. nokta.

yeni başlayanlar için itü :)

"bura sosyal değil `bik bik`" yapacağınıza kendi sosyalliğinizi kendiniz oluşturun, kendi hatalarınızı okula yükleyip depresif depresif dolaşmayın milletin kafasını bozmayın. öyle herşeyi kafaya takıp da (misal sınavmış, ödevmiş; hepsi gelir geçer) güzelim günlerinizi hem etrafınıza hem de kendinize zehir etmeyin.

"buralar sosyal değil hacı, boğaziçide olsam var ya manyak ortamlara akardım" veya "itü esasında odtüden iyi bik bik" (ister iyi ister kötü olsun nolacak sanki) diyip kendinizi komik duruma düşürmeyin. önemli olan okulun size katacağı şeyleri maksimuma çıkarmaktadır, hiç bi okul size almanız gereken herşeyi vermez, onları kendiniz arayıp bulmalısınız. "hoca okulu siktir et ben ortamlara akıcam barlardan çıkmıcam" derseniz yarın öbür gün mezun olunca -olabilirseniz tabi- "hastir ne bok yicem ben şimdi" diye dövünebilirsiniz çünkü iş ortamı çok acımasızdır, gözünüzün yaşına bakmazlar. (tabi benim babam,dayım,amcam mafya,bizde para bok işim hazır diyorsanız -burası türkiye- istediğiniz haltı yiyip okuma işleminizi yerine getirmenize gerek kalmaz)

üniversite okuyorum "çok cool um çok artistim süperim" diye ortamda dolanmayın, döverim. ilk önce ""adam olun"" etrafınıza zarar vermeyin, ona buna yavşamayın.

en önemlisi "bu okul çok asosyal yea" deyip de biri size "şöyle bir konser var gelmek ister misiniz" dediğinde "1 hafta önce bik bik vizem/ödevim/projem var" diyip de insanları çileden çıkarmayın. adam seni dövse haklı, sen hem bik bik et hem de sonra 1 hafta sonrasının hesabını yap. ulan konser kaç saat, madem bu kadar önemli o zaman "sosyal okul istiyorum bik bik" deme.

gece geç yatmayı marifet saymayın `yok öle bişi`. sağlığınıza dikkat edin, eğer ailenizden uzakta okuyorsanız hiç kimse size bakmaz -iyi arkadaş,ilgili süper kız arkadaş hariç- hele hele `mediko` ya yolunuzu düşürmemeye dikkat edin geberseniz umurlarında olmuyor.

lisede ne idiyseniz üniversitede de osunuz, okula girdiniz diye birden kanatlarınız çıkmaz. o yüzden sihirli, mucizevi şeyler olmasını beklemeyin. konserlere felan elinizden geldiğince katılın çünkü üniversite hayatınızdan aklınızda sadece geçirdiğiniz güzel zamanlar kalacak, girdiğiniz sınavlar veya yaptığınız ödevler değil.

yaşamı kaçırmayın. çok dövünürsünüz sonra.