27 Aralık 2012

Premium Rush (2012)

Film muhtemelen, "hacı ne filmi çekelim bu sene, gişe yapsın paramızı en azından bir buçuk katına çıkarsın, ne yapalım?" sorusu üzerine birinin "new york'ta halamgilin bisiklet kuryesi bir tanıdığı var hayatları hem heyecanlı hem de işin içinde manhattan adası var, bisiklet ile akrobasi de millete yeni heyecan olur" demesi üzerine çekilmiş belli. Hele sonunda normalde motorsiklet çetelerinin yaptığı bir olayın çakması var ki "yürü git birader" dedirtmek için birebir. Olmamış, izlemeye de gerek yok.

5 / 10

An Unfinished Life (2005)

Yine Amerikan kasaba ortamı ve insanların kendine has problemleri, hayata devam edememeyi işleyen, ortada oyuncu bir ayının da bulunduğu, Jennifer Lopez'in iğrenç oyunculuğu ile gözlerinizin acıdığı, izlemeseniz de hayatınızda bir değişiklik olmayacak yapım.

5.5 / 10

10 Items or Less (2006)

Kısa ve hafif bir uzun metraj denemesi. Keyifli bir ilk yarısı var. Hikayenin bir yere bağlanmasını bekleyenler hayat kırıklığına uğrayacaktır.

6 / 10

Coraline (2009)

Fragmanındaki gizemli havayı filmde pek göremedim. Genel olarak kendini izletse de çok ahım şahım bir seyirlik olmamış.

6 / 10

Butter (2011)

Tam olarak ne anlatmaya çalıştığı net olmasa da orta Amerika'da sıradan amerikanların hayatları ile ilgili hafif komedi havası içeren boş bir yapım. Olivia Wilde başarılı bir oyuncu. İnsanlar ufak zenci kızı beğenmişler ama ben uyuz oldum, fazlasıyla yapmacık ve ırk ekseni ile prim yapmış.

5.5 / 10

Joheunnom nabbeunnom isanghannom (2008) [The Good, the Bad, the Weird]

Yapıldığı seneye kadar en büyük bütçeli Güney Kore filmiymiş. Evet para harcamaktan kaçınmadıkları çok belli, görkemli aksiyon sahneleri çekmeye, asyalı western havası vermeye çok çaba sarf etmiş. Bununla birlikte sürükleyiciliği sağlayamamış, çoğunlukla anlamsız aksiyon sahneleri ortaya çıkmış. Çok şey olmak isteyip hiçbir şey olamamış.

5 / 10

Barfi! (2012)

2.5 saat kendini izlettiriyor, ilk saati sürükleyici olsa da sonrasında tempo çok düşüyor. Yapmak ve söylemek istedikleri güzel olsa da bence 3 Idiots samimiyeti ve kaliteli hikaye anlatışına erişememiş.

6 / 10

Laura (1944)

Farklı atmosferi ve ters köşe yapmak için çok kasması ile keyifli bir film. Eski yapımların kendine has kalitesini hissettiren başarılı bir noir.

7 / 10

Glengarry Glen Ross (1992)

2006'da izlediğimde yazdığım yazıyı ikinci izleyişim şerefine yineleyeyim :)

Satışçıların iş hayatları üzerine kurulu paso fuck, fuck you vb. sözlerin havada uçuştuğu; insanların ne kadar sıkıştırılabileceği ve bunun onları neler yapmaya zorlayacağı üzerine 1992 yapımı bir film. Tüm film diyaloglar üzerine kurulu; olaylar ikinci planda kalıyor. adamlar satış yapmaya çalışırlarken bana afakanlar bastı o derece boğucu, "köşeye sıkıştırılmış kedi" atmosferi yansıtılmış. Özellikle alec baldwin blake rolünde çalışanlara öyle bir pislik muamelesi yapıyor ki.

örneğin:
- Spoiler -
"blake: what's the problem, pal? dave moss: you - [correcting him] dave moss: moss. you're such a hero, you're so rich, how come you're coming down here wasting your time with such a bunch of bums? blake: you see this watch? you see this watch? dave moss: yeah. blake: that watch costs more than you car. i made $970,000 last year. how much you make? you see pal, that's who i am, and you're nothing. nice guy? i don't give a shit. good father? fuck you! go home and play with your kids. you wanna work here - close! you think this is abuse? you think this is abuse, you cocksucker? you can't take this, how can you take the abuse you get on a sit? you don't like it, leave. " kaynak: http://www.imdb.com/title/tt0104348/quotes
- Spoiler -

Bütün oyuncular özellikle shelly levine rolündeki jack lemmon dehşet bir oyunculuk sergilemiş.

Ayrıca ek bilgi olarak film boyunca fuck kelimesi 138 kere, shit kelimesi de 50 kere söyleniyormuş. kaynak: http://www.imdb.com/title/tt0104348/trivia

7 / 10

Rope (1948)

Hitchcock neden büyük bir yönetmenmiş bu filmle bir daha takdir ediyorsunuz. Sadece tek bir sahne gibi çekildiği için zamanına göre bile gayet başarılı. Tek bir yerde 3-5 oyuncuyla tek bir sahne gibi film çekme vizyonu olan üstada bir kez daha saygı duydum. Sürükleyicilik ve hikaye konusunda bazılarını tatmin etmeyebilir. Gerginlik mükemmel yansıtılmış ve film ciddi bir emekle çekilmiş.
http://www.imdb.com/title/tt0040746/trivia linkindeki bilgileri okumak yararlı olacaktır.

7 / 10

Butch Cassidy and the Sundance Kid (1969)

Yani genel olarak filmde sıradışı ve konuyu gerçekten ilginç kılacak bir yan göremedim. Özellikle yönetmenin New York'taki fotoğraf kolajı hareketi gerçekten seyirciye büyük saygısızlık olarak koca bir leke.

Bunun nedeni de aşağıdaki gibiymiş.

- Spoiler -
This movie was filmed roughly the same time as Hello, Dolly!, on the sound stage next door. Director George Roy Hill believed that the studio would allow him to film the New York scenes on "Dolly's" sets, since the two films' daily shooting schedules were totally different. After production started, though, the studio informed him that it wanted to keep the sets for "Dolly" a secret and so refused him permission. To work around this, Hill had Robert Redford, Paul Newman and Katharine Ross simply pose on the sets and took photos of them. He then inserted images of the three stars into a series of 300 actual period photos and spliced the two different sets (real and posed) together to form the New York montage.
- Spoiler -

5 / 10

7 Aralık 2012

Resident Evil: Retribution (2012)

Vay arkadaş bu kadar iğrenç oyunculuklar, olmayan senaryo, 65 milyon dolara çekilmiş (o para nereye gitmiş hiçbir fikrim yok) kalitesiz ve inanılmaz kötü görünen bir çöp. Buna ayıracağınız zamanda gidin inşaat izleyin en azından farklı bir şeyler görürsünüz.

1 / 10

End of Watch (2012)

Gerçekçi olsun diye uğraşılmış bu belli ancak izlediğimiz şey bir sinema yapımı, tamamen gerçek olaylar izlemek istesek pencereden dışarı da bakabiliriz diye düşündürüyor. Her neyse, kişinin gözünden ve sallanan kamera kullanımı tavan yaptığı için bir çok insanın başı dönebilir. Bu haliyle her şey olmak isteyip hiçbir şey olamamış.

4 / 10

5 Aralık 2012

Bitch Slap (2009)

Herhalde şu ana kadar izlediğim en absürt filmler arasında en üst sıralara oynar. B-movie dedikleri nasıldır, hangi kafayla izlenir bunu tecrübe etmek için izledim. Her şeyden önce filmin çoğu acayip +18 geçiyor. Olaylar bazen o kadar saçmalaşıyor ki insan gülüyor. B-movie sevenler de muhtemelen bu yönünü beğendiği için izliyorlar. Arka planda bir hikaye var ve ters köşe yapmaya gayret etmiş. Bütçesi çok az olduğu için arka planlar bir çok kişiye çok dandik gelecektir. İzlemeye gerek var mı, yok. İlginç bir deneyim olduğu kesin.

5 / 10

4 Aralık 2012

Looper (2012)

Yani izledik ettik ancak ne sonu insanı tatmin ediyor ne de sunmaya çalıştıkları. Çok derine inmeden üstün körü işlenilmiş.

6 / 10

SubZero (1998)

Tırt bir Batman animasyonu. Laf olsun diye çekildiği belli oluyor. Bunun yerine "Batman: Under the Red Hood" izleyerek Batman animasyonlarının geldiği noktayı görebilirsiniz.

4.5 / 10

36 Quai des Orfèvres (2004)

Fransızlardan ilk yarısı polisiye ikinci yarısı dram bir yapım. Neler olacağını pek tahmin ettirmemesi başarılı olsa da bütünlük açısından bir şeyler eksik geldi bana. Biraz sistem taşlaması, gereksiz fransız filmi cinselliği, biraz hiçbir şey beyaz veya siyah değildir ana fikri ile filmi bitirmişler.

6 / 10

Die Hard: With a Vengeance (1995)

Samuel Jackson'lı çok iyi bir Die Hard filmi. Uzun sayılabilecek süresine rağmen temposundan hiçbir şey kaybetmiyor. Eğlenmek isteyenlere tavsiye olunur.

8 / 10

29 Kasım 2012

Arthur Christmas (2011)

Osmosis Jones gibi pek bilinmeyen ancak başarılı bir animasyon. Özellikle girişteki hediye dağıtım operasyonu takdirinizi kazanacaktır. Film boyunca bir sürü ince ayrıntı var, Türk bayrağı bile mevcut. Bazı yerlerinde koparıyor :) Steve'i seslendiren de Hugh Laurie.

7 / 10

26 Kasım 2012

Total Recall (2012)

Çoğunluğun negatif yorumları nedeniyle olsa gerek çok bir beklenti içine girmeden izledim ve beğendim. Böyle aksiyonu bol bilimkurgu filmleri düşünüldüğü kadar sık çekilmiyor. Temposu sürükleyiciliği gayet başarılı, mantık hataları olarak yorumlanan yerlere kafayı takmazsanız eğlenceli bir seyirlik. Kate Beckinsale rolünün hakkını vermiş.

7 / 10

Beed-e majnoon (2005) [The Willow Tree]

Çok sağlam başlıyor ancak aynı tempoyu koruyamıyor ve sonlara doğru dağılıyor. Başrol gerçekten başarılı bir iş çıkartmış. Onun haricinde çok yeni bir şey söylediği ve sunduğunu söyleyemem. İkinci yarıyı epey sıkılarak izledim.

6 / 10

Skyfall (2012)

İlk yarı biraz geyik geçse de ikinci yarı aksiyonunu ve konusunu daha toparlayıp sunuyor. Javier Bardem başarılı bir oyunculuk sergilemiş, genel anlamda filmde bir hafiflik var. Aksiyon filmi olarak izlenebilir.

7 / 10

12 Kasım 2012

George Carlin: Life Is Worth Losing (2005)

George Carlin'in ilk kısımları komediden çok taşlama olan ancak sadece sonundaki kıyamet hikayesi için bile izlenmesi gereken 1 saat 15 dakikalık gösterisi. O yaşta bu enerjiyle o cümlelerle şov yapabiliyor olması bile çok büyük bir olay. Ek olarak dünyanın tüketim kültürünü anlattığı bölüm de mükemmeldi.

8 / 10

Nueve reinas (2000)

Imdb puanı ve sonunun çok farklı olduğu ön bilgisiyle izledim. Sonunu tahmin ettim ancak bir çok kişiye sürpriz gelebilir. Dolandırıcılıkla ilgili bir kaç nokta öğrenebileceğiniz, devamlı bir güvensizlik halinin başarıyla verildiği ancak bir bütün olarak akıcılıkta sorun yaşandığının kabul edilmesi gerekli.

6 / 10

Revanche (2008)

Bu başlıktaki övgülere inanarak izledim. Özellikle sonu çok güzel, farklı bir film denmesi ilgimi çekti. İlk yarı farklı olaylar oluyor, ikinci yarı farklı olaylar oluyor. Özellikle ikinci yarı adamın odun kesmesini izliyoruz. Bir çok ödül almış sanat filmleri kategorisine sokulabilecek aşırı derecede durağan bir yapım olmuş. Tüm film boyunca pek bir şey olmuyor. Çok fazla +18 sahne içerdiğini belirtmekte fayda var.

3 / 10

4 Ekim 2012

Ted (2012)

Family Guy'ı biliyor ve mizah yapısını seviyorsanız eğlenebileceğiniz bir film olmuş. İlk yarı gayet eğlenceli iken ikinci yarı daha çok klişe bir romantizm hikayesi olmuş. Özellikle Ted ve süpermarket müdürü arasındaki konuşmalar çok efsane olmuş :D Yetişkinlere yönelik olduğunu ifade etmekte yarar var.

6.5 tan 7 / 10

18 Eylül 2012

simcity 4 çift çekirdek/windowsa atma problemi

simcity 4 deluxe edition'da çift çekirdekli işlemciye sahip bilgisayarlarda durup dururken hiçbir hata vermeden windowsa atma problemi mevcut. bununla ilgili biraz araştırmadan sonra durumun görev yöneticisinden simcity4.exe'ye sadece bir işlemci atanması ile (iki işlemciden birinin tikini kaldırmak) kısmen çözülebildiğini gördüm. yine de bol bol kaydetmeyi unutmayın, bir kere kayıt esanasında da kilitlendi kaldı.

yapılacaklar:

görev yöneticisinde
simcity4.exe sağ tık
benzeşmeyi ayarla
tek cpu hariç diğer cpu tiklerini kaldırmak.

kaynak 1
kaynak 2

17 Eylül 2012

notepad++ libTidy.dll bulunamadı hatası

Notepad++'in yeni versiyonlarında xml tidy için kullandığımız textfx eklentisi sorunlu. Bunun nedeni yeni versiyonlarda plugins\Config\tidy klasörü altındaki dosyaların gelmiyor olması. Çözümü de eski versiyonlardan birini indirip ilgili klasör içeriğini yeni kuruluma eklemek.

"Windows 7 x64, Notepad++ 5.9.5 Solution:

It has to do with the libTidy.dll not being included in the current distributions.
However, it was available in earlier versions.

Solution is to download the 5.9 zip, then
copy one of the following folders:
ansi\plugins\Config\tidy or Unicode\plugins\Config\tidy
to your current Notepad++\plugins\Config folder

Also, if you install to the c:\Program Files or c:\Program Files (x86) directories, you will need to adjust the permissions on the tidy folder to allow non-administrator access"

ayrıntılar

11 Eylül 2012

ShellExecute failed (2): Is this command correct notepad++

Windows 7 64bit'te edit with notepad++ dediğinizde aşağıdaki benzeri hatayı alıyorsanız

ShellExecute failed (2): Is this command correct? "C:\Program Files (x86)\Notepad++\notepad++.exe 

çözüm burada (adımları izleyerek shell'e yeni bir item ekliyorsunuz ve artık insan gibi admin ile çalıştıracağım bilgin olsun diye size soruyor, hata vermiyor)

31 Ağustos 2012

Serbuan maut (2011) [The Raid: Redemption]

Endonezyalı abiler başarılı bir aksiyon filmi yapmışlar. Fragmanı izlediyseniz filmin çoğunu izlemiş oldunuz o nedenle fragmanı izlemeyin ben çok şükür filmi izledikten sonra fragmanı izledim. Gerginliği çok iyi yansıtmışlar. Kavga dövüşlerin bir yerden sonra kafanızı şişirmesi olası, süresini biraz daha kıssalarmış çok daha süper olurmuş. Özellikle boss fight çok daralttı, uzun sürdü. Bu haliyle de vurdulu kırdılı gergin bir aksiyon filmi olarak izlenmesi tavsiye olunur.

7 / 10

Battleship (2012)

Peter Berg, Michael Bay (Transformers) usülü Amerikan ordusu reklam filmi ile standart uzaylı patlamalı aksiyonlu bir yapıma imza atmış. Zaten beklentiniz patlamalı eğlence ise klişelere aldırmazsanız eğlenebilirsiniz. Yeni bir şey yok, eğlence var.

6 / 10

27 Ağustos 2012

Assassin's Creed: Embers

--Assassin's Creed: Embers spoiler--

Ezio'nun Sofia'ya bıraktığı mektup:

"When I was a young man, I had liberty, but I did not see it. I had time, but I did not know it. And I had love, but I did not feel it. Many decades would pass before I understood the meaning of all three. And now, the twilight of my life, this understanding has passed into contentment.

Love, liberty, and time: once so disposable, are the fuels that drive me forward. And love, most especially, mio caro. For you, our children, our brothers and sisters. And for the vast and wonderful world that gave us life, and keeps us guessing. Endless affection, mia Sofia.

Forever yours,
Ezio Auditore."

--Assassin's Creed: Embers spoiler--

16 Ağustos 2012

PhoneGap

"Developing with Adobe PhoneGap gives you the freedom to create mobile applications for iOS, Android, Blackberry, Windows Phone, Palm WebOS, Bada and Symbian using the web code you know and love: HTML, CSS and Javascript."

phonegap

9 Ağustos 2012

The Dark Knight Rises (2012)

Beklentilerin tavan yapmasından dolayı aslında ne yapsa eleştirilebilecek bir durumda olduğunu kabul etmek lazım. Süper başlıyor, ara ara süper aksiyon oluyor. Biraz duraklama devresine giriyor. Son yarım saat yine güzel aksiyon oluyor. İçerdiği ters köşeler de gayet iyi olmuş. Bazı sahneler ve olaylar gerekli miydi soru işareti içinizde uyanabilir. Genel olarak çok iyi ve tatmin edici olmuş. Aksiyonu diğer filmlere göre az gelebilir.

8 / 10

2 Ağustos 2012

Film Noir (2007)

Başarılı, hafif, eğlenceli ve gizemli bir animasyon. Los Angeles'ta hafızasını kaybeden bir adamın aksiyonlu sürükleyici hikayesi başarılı bir film noir atmosferi ile anlatılıyor. +18 sahneleri olduğunu belirtmekte fayda var.

7 / 10

23 Temmuz 2012

"Spartacus: Blood and Sand (2010)"

Sezon 1
Açıkçası çok süper bir şey beklemiyordum. Açıklamasından da ne kadar ucuz yollara başvuracağını tahmin etmiştim. Bir kaç ters köşe ve alengir güzel olmuş. Roma döneminin sapkınlıklarını göstermek açısından doğru yolda. Starz, HBO'nun ucuz bir taklitçisi gibi davranmış (belki de finans nedeni ile). Efektler ve olanlar diziyi gerçekten "ucuz" gösteriyor. Örneğin arenada dövüşenleri üstsüz zıplayarak destekleme sahneleri gibi olaylar, devamlı böğürerek rakibine saldıran gladyatörler geyik olmuş. 2. sezonda Andy Whitfield ölünce yerine koydukları oyuncu çok kötü bir seçim olmuş görünüyor.

6 / 10

Get the Gringo (2012)

Farklı bir yapım olduğu aşikar bununla birlikte yeni bir seyirlik mi, pek sayılmaz. Meksika'da gerçekten bulunan bir hapishane temelli olması şaşırtıcı sahneleri izlemenizi sağlıyor. Bazı yerleri acayip klişe olmuş.

6 / 10

"Game of Thrones (2011)"

Sezon 2
İlk sezon bir nebze olsa bir şeyler oluyor olaylar gelişiyormuş gibi oluyordu. Bu sezon da izledik tamam da sonuçta hiçbir şey olmadı sanki. Bu dizinin de sonunun Lost gibi olacağı belli gibi. Kendini izlettirse de hiçbir şey olmuyor.

5 / 10

"Hawaii Five-0 (2010)"

S01E01
Sabun köpüğü bir aksiyon dizisi ararken rastladım. Kendini pek izlettiği söylenemez. Her tarafından bir yapmacıklık akıyor gibi. Burn Notice çakması gibi geldi biraz. Devam etmeyi düşünmüyorum.

5 / 10

19 Temmuz 2012

Stardust (2007)

Uzun süresine rağmen sıkmadan kendini izletiyor. Eğlenceli fantastik bir yapım arayanlar şans verebilirler, genel anlamda başarılı bir film. Herkes rolünü çok iyi oynamış, aksiyon ve hikaye işleyişi tam oturmuş. Filmin anlatıcısı Ian McKellen dikkatten kaçmasın.

7 / 10

18 Temmuz 2012

Spanglish (2004)

Çok eğlenceli başlıyor, sonra tempo acayip düşüyor, saçma sapan olaylar ve konuşmalar oluyor. Herhangi bir anlam içermediğini kanıtlayarak bitiyor. Acayip dağınık bir konu işleyişi var.

3 / 10

Big Nothing (2006)

Temposu bir an bile düşmeyen bol ters köşeli güldüren eğlenceli bir yapım. Süresi de kısa olduğu için bir çırpıda bitiyor. Sıradan sonlardan hoşlananlar sonunu beğenmeyebilir ancak bence çok iyiydi.

8 / 10

It's Kind of a Funny Story (2010)

Hiç bir şey anlatmayan saçma sapan bir film. Kesinlikle komedi türünde değil.

2 / 10

Interstate 60: Episodes of the Road (2002)

Hak ettiği ilgiyi ve kıymeti almamış efsane bir yol filmi. Hayat üzerine derli toplu, sıkmadan, konuyu dağıtmadan derdini anlatabilmiş, bir çırpıda izlenebilecek şahane yapım. "Say what you mean, mean what you say" , "Every event is inevitable - if it wasn't, it wouldn't happen. " gibi cümleleri içermesi bile ne kadar başarılı olduğunun bir kanıtı.

10 / 10

Puss in Boots (2011)

Biraz çocuklara biraz büyüklere yönelmiş ortada kalmış. Latin esintilerini arkasına alarak fena bir yapım olmamış. Çok eğlenceli olduğu söylenemez ancak şirin olduğu kesin.

6 / 10

God Bless America (2011)

Çok iyi başlıyor, acayip monologlar içeriyor. Daha sonra kendini dağıtıp öyle bitiyor. Bu tip eleştirel filmlerin düşebileceği "her şeyin en iyisini ben bilirim" kuyusuna düşmese ve konuyu dağıtmamayı becerseymiş çok başarılı olabilirmiş. Bu haliyle olamamış.

6 / 10

11 Temmuz 2012

kl1p.com internet clipboard

kl1p.com sitesinde kafanıza göre bir isim vererek açacağınız linke (örneğin http://kl1p.com/hebele ) her yerden erişebilip internet üzerinden bir clipboard’a sahip olabilirsiniz.

2 Temmuz 2012

Ghost Recon: Alpha (2012)

20 dakikalık ucundan azıcık kısa bir film olmuş. Ubisoft bunun yerine tamamen bilgisayarda hazırlanmış bir film yapsaydı daha iyi olurdu.

5 / 10

27 Haziran 2012

Reasons We Lose Motivation

"Reasons We Lose Motivation

There are 3 primary reasons we lose motivation.
  1. Lack of confidence – If you don’t believe you can succeed, what’s the point in trying?
  2. Lack of focus – If you don’t know what you want, do you really want anything?
  3. Lack of direction – If you don’t know what to do, how can you be motivated to do it?"
kaynak

26 Haziran 2012

Berlin Kaplanı (2012)

Aşırı baştan savma senaryosu, kötü oyunculuklar ile rezil edilmiş kötü film. Özellikle Elvan karakterini oynayan arkadaşın kafası iyi miymiş merak etmedim değil. Ara ara Ata Demirer'in yaptıkları söyledikleri güldürse de çok gereksiz bir yapım olmuş.

4 / 10

24 Haziran 2012

Act of Valor (2012)

Filmde çok ciddi bir dağınıklık var, ne nerde niye oluyor pek anlaşılmıyor. FPS tarzı oyunlara benzer çekilmiş sahneler güzel bir fikir gibi olsa da ne nedir pek anlaşılmamış. Evet gerçek olaylara dayanıyormuş, gerçek adamlar oynuyormuş eyvallah da biz sinema izliyoruz, olmamış.

4 / 10

Safe House (2012)

Bazı sahnelerdeki mücadele hissi çok güzel anlatılmış .Ters köşe olsun diye kasılmış. Fena değil, kendini izlettiriyor. Çok daha iyi olabilirmiş, süresi gereksiz yere uzun tutulmuş. Sonu pek başarılı yazılmamış.

6 / 10

22 Haziran 2012

L'arnacoeur (2010)

Konusu ilginç gibi başlıyor, bir süre güzel götürüyor sonunda elinde ne kadar bilindik hamle varsa hepsini yapıyor. Standart romantik bir film.

5 / 10

18 Haziran 2012

Defending Your Life (1991)

Konu olarak insanda merak uyandırsa da ilk 10 dakika çok kaliteli bir film izlemeyeceğiniz düşüncesi uyanıyor, 35 dakika boyunca dayanabildim. Kamil insan olma hedefi ile insanoğlunun yaşadığı hayatı ne kadar savunabildiği üzerine çok sıkıcı olmuş bir yapım. Yazan yöneten başrol aynı olan dandik filmler kategorisinden.

2 / 10

8 Haziran 2012

Un heureux événement (2011) [A Happy Event]

İlk yarısı komik ikinci yarısı dram dolu tam bir Fransız filmi. Rahatlık seviyesi çok üst seviyelerde olduğu için bir çok kişi yapımdaki +18 öğelerden rahatsız olabilir. Çocuk sahibi olmayı sadece pür neşe ve sevgi zannedenlerin izleyerek zorlukları hakkında bilgi edinmesi açısından iyi olmuş. Genel olarak baktığımızda eh işte.

6 / 10

John Carter (2012)

İlk 40 dakikasını izledim geri kalanını izlemeye gerek duymadım. Daha önce de izlediğimiz benzer hikayeler olduğu ve herhangi bir albenisi bulunmadığı için izlemeye gerek yok görünüyor.

4 / 10

4 Haziran 2012

Chronicle (2012)

Şu ana kadar izlediğim filmler içinde en saçma en dandik filmler arasında ilk beşe çok rahat girer. Böyle kendi kameranla çekiyor gibisin çok doğal geyiği ve inanması güç iğrenç ötesi kelimelerin kifayetsiz kalacağı kadar kötü oyunculuklar üzerine yapılan her yorumun israf olduğu saçmalık. 10-15 dakika hayattan soğumanıza yetecektir.

0 / 10

Ayrıca bu kadar saçma iki filmi de bulabildiği için thy'yi de kutluyorum. Ne olsa izleyebileceğimiz bir durumda boş boş oturmayı tercih ettirebilecek film seçmek de bir başarı.

The Vow (2012)

İlk anda farklı gibi görünen fakat son derece sıradan işlenip iğrenç ötesi oyuncularla rezil olmuş bir film. Yarım saat kadar dayanabildim.

1 / 10

30 Mayıs 2012

Human Instinct (2002)

S01E03-04

İnsan dürtüleri üzerinde hoş bilgiler içeren hafif bir belgesel olmuş. Özellikle yeğenlerimizin %25 oranda genlerimizi taşıdığı, en çok genimizi taşıyan akrabamıza daha çok imtiyaz geçeceğimizden, ne kadar güç sevdalısı olsak da içgüdüsel olarak hiçbir zaman dünyadan %100 genimizi silecek hareketler yapmadığımızı anlattıkları bölüm çok iyiydi.

7 / 10

Hodejegerne (2011) [Headhunters]

Bir kitaptan uyarlama, atmosfer olarak Ejderha Dövmeli Kız'a benzeyen karanlık ve çok gergin bir film. Kuzeylilerin kafayı sıyırtan hikayelerinden güzel ters köşeli noktalar içeren sonu biraz daha derli toplu olsaymış efsane olacak bir yapım. Güzel bir seyirlik, çok +18 sahne içeriyor bilginiz olsun.

7 / 10

[spoiler]
Yönetici olarak itibarının ederi nedir peki?

İtibarım derken?
Ne demek istiyorsunuz?

Julian Opie'nin bu eseri iki yüz elli bin
ediyor mesela.

- Bununla eş değer bir eserin var mı?
- Var. Munch'un yaptığı litografik bir broş.

Öylece bakarak değer biçebiliyorsun yani?

Evet, sanırım.

Arkamda gördüğün basit hatlardan oluşan,
tekdüze renklerle boyanmış ve kumaş içermeyen eserin bu kadar değerli
olmasının sebebi, sanatçının itibarı.


- Aynısı yöneticiler için de geçerli yani?
- Kesinlikle.
[/spoiler]

Man on a Ledge (2012)

Gerginliği güzel yansıtmış, gizem öğesini iyi kullanmış. Sonucu bu kadar geyik bağlamasaymış daha iyi olurmuş. Genel olarak iyi, sonuç ve akılda kalıcılık olarak eh işte bir yapım olmuş.

6.5 / 10

günün şarkısı

Zeki Müren - Gözlerin Doğuyor Gecelerime
dinleyiniz

24 Mayıs 2012

Employee Turnover

İş değiştirmenin sebepleri üzerine güzel noktalara değinen bir yazı:
burada

En önemli noktalardan biri herkesin "kendini gerçekleştirme" ihtiyacına sahip olduğu, bu nedenle devamlı bir arayışta olabileceğinin kabul edilmesi gerektiği.

22 Mayıs 2012

Young Adult (2011)

Lisede çok ünlü olup da gerçek hayatta mutlu olmayı başaramamış sorunlu bir kadının kasabasına geri dönmesi ve eski erkek arkadaşını geri elde etmeye çalışmasını anlatan, insanların buhranları, sorunları üzerine herhangi bir sonuca bağlanmayan vasat bir film olmuş. İzledikten sonra "eee" demeniz çok yüksek ihtimal. Senaristin bir kadın olduğunu da belirtelim.

5 / 10

18 Mayıs 2012

The Dark Knight (2008)

Joker'in Batman'i gölgede bıraktığı, ilk filme göre biraz daha farklı hikaye anlatımı ile tam olarak anlamlandıramadığım hafif boşluklar var. Genel olarak aksiyonu ve atmosferi başarılı güzel bir yapım olmuş. 3. filmi büyük bir heves ile bekliyoruz :)

8 / 10

17 Mayıs 2012

The Avengers (2012)

IMAX 3d kısmı başlarda çok zorlama olmuş, madem 3d çektik o zaman garip garip yerlerden karakterleri gösterelim demişler. Sonlardaki aksiyonda 3d hakkı ile kullanılmış. Yine de Transformers 3 bu konuda hala çok ileride. Filmin en güzel noktası gereksiz ciddiyete girmeden ara ara yaptığı süper espriler. Gayet eğlenceli bir yapım olmuş.

8 / 10

9 Mayıs 2012

Dedemin insanlari (2011)

İlk yarı çok sıcak ve çok güzel, ikinci yarı ise bir o kadar karamsar bir o kadar dram dolu. Genel olarak ayarı kaçmış dramları izlemeyi sevmem o nedenle ikinci yarı gerçekten daraldım. Bizi biz yapan artık yok olan insanlığımızın başrol oynadığı güzel bir film olmuş. Bir yandan da Türkiye'nin başından geçenlerin insanların hayatlarına etkileri işlenmiş. Darbe arka planlı filmlerden bıktığım için açıkçası ikinci yarı çok daraldım.

7 / 10

6 Mayıs 2012

Sql Management Studio 2008 "Saving changes is not permitted" hatası

Sql Management Studio 2008'de bir tablo satırını değiştirip kaydet dediğinizde "Saving changes is not permitted" hatası alıyorsanız bunun nedeni varsayılan olarak gelen bir ayar. Düzeltmek için  Tools -> Options -> Designers 'da "Prevent saving changes that require table re-creation" kutucuğunun tikini kaldırmalısınız.

kaynak

5 Mayıs 2012

Datetime nesnesini binding'te formatlamak

WPF ve silverlight'ta binding anında datetime tipinden bir değişkeni istenilen formatta yazmak için iki yöntem mevcut, birisi Converter yazarak bind olmadan araya girerek formatlamak, ikinci yöntem ise yeni özelliklerden biri olan StringFormat='dd.MM.yyyy HH:mm:ss' özelliğini kullanmak. Ayrıntılı bilgi aşağıdaki linkte mevcut.
 kaynak

4 Mayıs 2012

Batman Begins (2005)

Uzun bir süre önce izlediğim için içeriğini çok hatırlamıyordum. Hem Dark Knight Rises gelmeden önce hafıza tazelemek hem de Batman'ın daha karanlık yorumunu hanıma da izlettirmek için tekrar izledim. Film gerçekten çok iyi, ilk film olmanın verdiği hafif bir dağınıklık olsa da başarılı bir yapım olmuş. Bruce Wayne'in Batman'a dönüşümünün hikayesi aksiyon ve dram öğelerinin düzgün bir harmanı olarak sunulmuş. Batman Arkham Asylum oynayanlar Arkham Asylum'un uzaktan görünmesi ile hafif bir tebessüm yaşayacaklardır. Hatırladığım kadarı ile ikinci film çok daha karanlık ve psikopat bir atmosfere sahipti ve daha iyiydi bunda filmin hikayeye giriş olarak çekilmesinin etkisi büyük. İzlemeyenlerin bir şans vermesi yararlı olacaktır.

8.5 / 10

Alfred: Why do we fall sir? So we might learn to pick ourselves up. 

30 Nisan 2012

Intouchables (2011)

Ara ara gülümseten hoş bir film olmuş. Genel olarak bakıldığında öyle çok ahım şahım bir yapım değil ancak keyifli vakit geçirttiği noktalar mevcut. Gerçek hayattan uyarlama olması nedeni ile bu kadar beğeniliyor olması çok muhtemel.

7 / 10

26 Nisan 2012

JSON to C# nesneleri

Örnek json datasından C# nesnelerini json2csharp web uygulamasından ürettirebilirsiniz.

Örnek JSON:
{
    "glossary": {
        "title": "example glossary",
  "GlossDiv": {
            "title": "S",
   "GlossList": {
                "GlossEntry": {
                    "ID": "SGML",
     "SortAs": "SGML",
     "GlossTerm": "Standard Generalized Markup Language",
     "Acronym": "SGML",
     "Abbrev": "ISO 8879:1986",
     "GlossDef": {
                        "para": "A meta-markup language, used to create markup languages such as DocBook.",
      "GlossSeeAlso": ["GML", "XML"]
                    },
     "GlossSee": "markup"
                }
            }
        }
    }
}
Üretilen nesneler:
public class GlossDef
{
    public string para { get; set; }
    public List GlossSeeAlso { get; set; }
}

public class GlossEntry
{
    public string ID { get; set; }
    public string SortAs { get; set; }
    public string GlossTerm { get; set; }
    public string Acronym { get; set; }
    public string Abbrev { get; set; }
    public GlossDef GlossDef { get; set; }
    public string GlossSee { get; set; }
}

public class GlossList
{
    public GlossEntry GlossEntry { get; set; }
}

public class GlossDiv
{
    public string title { get; set; }
    public GlossList GlossList { get; set; }
}

public class Glossary
{
    public string title { get; set; }
    public GlossDiv GlossDiv { get; set; }
}

public class RootObject
{
    public Glossary glossary { get; set; }
}

25 Nisan 2012

Sherlock Holmes: A Game of Shadows (2011)

İlk filmden ne gibi farkı var diye sorulursa muhtemelen cevapsız kalınır. Belki de çok güzel olduğu yönünde geri bildirimlerden belki de gerçekten çok da ahım şahım bir yapım olmamasından dolayı niye bu kadar övüldüğünü anlayamadım. Bazı kısımları sırf 3d olsun diye çekmişler çok belli. Süre olarak uzun tutulmuş. İlk film belki de orijinalliği nedeni ile iyiydi bu ise epey geyik ve sıradan olmuş.

6 / 10

17 Nisan 2012

Tuesdays with Morrie (1999)

Eskiden izlediğimde çok süper gelmişti diye hatırlıyorum, belki geçen yıllar belki de değişen ben nedeni ile çok iç açıcı bulamadım. Çok oldu bittiye getirilmiş bir film olmuş. Evet bazı konuşmalar, bazı olaylar başarılı yansıtılmış ancak sanki her şey özet geçilmiş gibi bir atmosfer mevcut. Ortalama bir TV yapımı kalitesinde.

6 / 10

16 Nisan 2012

JPEG-EXIF autorotate

sony ericsson xperia arc ile çektiğim fotoğrafları bilgisayara aktardığımda dikine çektiğim fotoğrafları yatay gösteriyordu. dedim ki illa birinin başına gelmiştir bu fotoğrafları gerçek pozisyona çeviren uygulama vardır. nette biraz araştırma yapınca windows işletim sisteminde klasörlere sağ tıklayınca çıkan context'e fotoğrafın exif bilgisinden gerçek olması gereken pozisyona çeviren ücretsiz bir uygulama buldum. ek olarak kurarken foto önizlemelerini de güncellemesini sağlayan uygulamayı da kurdurtabilirsiniz.

JPEG-EXIF autorotate burada

12 Nisan 2012

Wrath of the Titans (2012)

God of War serisini oynayanlar bilirler, mitolojik dönem konusu müthiş epikliğe müsaittir. Belki de daha iyisini görmüş olmaktan belki de filmin çok geyik olmasından eldeki konu harcanmış gibi görünüyor. Imax 3d izlesem de Transformers 3'deki görsel şölenin yanına bile yaklaşamadığını gördüm. Artık yok olması gereken klişeleri de sanki çok doğalmış gibi önümüze sunması da olmamış. Bazı sahnelerdeki hareketten ne neresi anlamamanız çok olası. Genel olarak eh işte bir yapım. İlk filmden kötü olmuş.

6 / 10

26 Mart 2012

Pirates of the Caribbean: On Stranger Tides (2011)

Ticari kaygılarla lastiğimsi bir hikaye daha ne kadar çekilebilir gösterilmiş. Tamam izledik falan filan ancak çok boş olmuş. Özellikle hikaye uzasın diye eklenmiş karakterler, eklenmiş olaylar ile her şeyin ne kadar zorlama olduğu aşırı derecede belli. Tadında bırakmak daha çok kar ettirmediği için ticari olarak mantıklı, seyirci tarafından bakıldığında ise mantıksız bir iş olmuş.

5 / 10

The Adventures of Tintin (2011)

Görseller acayip derecede gerçekçi bu konuda gerçekten başarılı. Bazen neresi gerçek neresi animasyon fark edemiyorsunuz. Muhtemelen hedef kitle de ufaklıklar olduğu için konu çok vasat ve çocukça. Bazı yerler sırf 3d şovu yapılmak için çekilmiş gibi duruyor, bazı sahneleri Uncharted 2 oyunundakilere benzettim. Genel olarak çok hafif bir yapım olmuş.

5 / 10

19 Mart 2012

Midnight in Paris (2011)

Standart Woody Allen filmlerinden biri olmuş. Kekeleme derecesinde duraksayarak kelime tekrarı ile konuşan Woody Allen karakterlerine bayılmıyorsanız pek içinizin açılacağı söylenemez. Farklı bir konu işliyor gibi görünüyor yine de sürükleyici değil.

5 / 10

Johnny English Reborn (2011)

Belki güler eğlenirim amacı ile başlamıştım, "eh işte" şeklinde izlense de kalitesizliği ve saçmalıkları ile epey kötü bir yapım olmuş.

4 / 10

12 Mart 2012

Tower Heist (2011)

Emekçilerin kendilerine ait olanı geri almaya kalkması ana konusu biraz komedi ile işlenmiş. Bu konuyu Hollywood'un milyon dolarlık oyuncuları ile anlatmaya çalışması da ayrı bir ikilem herhalde :) Kendini izletiyor, hoş ancak sonuç itibarı ile aslen boş bir film olarak değerlendirilebilir.

6 / 10

The Girl with the Dragon Tattoo (2011)

Efsane fragmanından da anlaşılabileceği gibi "feel bad movie of this christmas" olmuş. Uzun süresine rağmen sıkmadan kendini izletiyor. Film boyunca süren gerginlik çok başarılı işlenmiş. İçerdiği sapkınlık ve manyaklıklar bir çok izleyiciyi rahatsız edebilir. Epey +18 sahne de içeriyor. Rooney Mara müthiş bir oyunculuk sergilemiş.

7 / 10

8 Mart 2012

Samsung I5700 Android 1.5 -> 2.1 yükseltmesi

Buradan Samsung I5700 Galaxy Spica cep telefonunun Android 1.5'ten resmen desteklediği sürüm olan 2.1'e yükseltilmesi ile ilgili kısa ve güzel bir rehbere erişebilirsiniz.

7 Mart 2012

His Girl Friday (1940)

Gazeteciliğin hırsının tüm ahlaki değerleri yoksayması alt metinli, Cary Grant'ın maksimum hızda konuşarak müthiş bir oyunculuk sergilediği kısmen değişik bir yapım. Karşısındakinin kafasını acayip bir şekilde bulandırarak manipülasyon konusunda tavan yapan bir karakter görmek isteyenler şans verebilirler. Basın mensuplarının (muhtemelen gerçek hayattan esinlenilmiş) şerefsizlikleri çok başarılı yansıtılmış. Kitaptan uyarlama olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.

7 / 10

29 Şubat 2012

Neko no ongaeshi (2002) [The Cat Returns]

Totoro'yu beğenenler bunu da beğendi imdb tavsiyesi ile izledik. Kısa süresi ile şirin ve hoş bir seyirlik. Hafif çocukça kaçabilir bu nedenle çok beklenti içine girmemek gerekli. Fantastik şirin bir anime izlemek isteyenler şans verebilir.

6 / 10

CamStudio

Bilgisayarda bir sunum yaparken veya herhangi bir eğitim verirken masaüstünüzü ve sesinizi video olarak kaydetmek istiyorsanız camstudio'yu ücretsiz olarak kullanabilirsiniz. Çok başarılı bir yazılım.

27 Şubat 2012

In Time (2011)

Konu farklı, işleniş de farklı başlıyor. Her şey yerli yerinde giderken ikinci yarıda konu dağılıyor. Arada verilen zekice ayarlar etkisini kaybediyor. Amanda Seyfried'ın ortaya çıkması ile filmin tüm büyüsü bozuluyor. Hikaye beklentileri ters köşe yapma konusunda çok çaba sarfediyor, çabayı takdir ettim. Justin Timberlake'in başrol oynamasından çok çekinmiştim ancak belki de Amanda Seyfried rezaleti sayesinde sırıtmamış, fena bir oyunculuk sergilememiş. Elindeki malzemeyi çok daha iyi işleyebilir miydi, farklı başrollerle çok daha inandırıcı olabilir miydi bunu hiç bir zaman bilemeyeceğiz.

6 / 10

"Community (2009)"

Sezon 2
İlk yarı aynı gaz eğlenceye devam etti, yarıdan sonra epey yavaşladı. Son iki bölüm ile yine kendine hayran bıraktı. Bu paintball olayları acayip eğlenceli bir şekilde işleniyor

8 / 10


S03E01-10
İlk sezon kadar sürükleyici olmasa da kendini izletiyor ve eğlendiriyor. Son iki bölüm yine süperdi. İptal olmasın diye kampanyalar varmış ve bir duyuma göre 15 Mart'ta ekranlara geri dönecekmiş. O kadar ince ayrıntılar var ki: http://www.youtube.com/watch?v=19FMU3M7Jtk (kaynak: http://www.reddit.com/r/videos/comments/mm...community_the/)

7 / 10

24 Şubat 2012

The Station Agent (2003)

Birbirinden çok farklı üç yalnızlık çeken insanın yalnızlıklarını paylaştığı yer yer tatlı genel olarak hiçbir sıradışı olay barındırmayan bir film. Amacı zaten sıradan ve sıkıcı hayatı göstermek olduğu için fena olmamış. Filmde herhangi bir şeyler olmasını bekleyen insanlar çok büyük hayal kırıklığı yaşayacaklardır. İzleyip izlememek çok değişiklik yaratmayacaktır.

6 / 10

21 Şubat 2012

Good Will Hunting (1997)

Ben Affleck ve Matt Damon'ın beraber yazıp oynadığı süresi uzun olmasına rağmen kendini izlettiren güzel bir yapım olmuş. En iyi tarafı karakterler arasında dönen muhabbetlerdeki fıkralar ve hikayelerdi.

 7 / 10

17 Şubat 2012

The Fisher King (1991)

Sorunlu bir radyo sunucusu ve yolları bir şekilde kesişen evsizin etrafında anlatılan modern bir masal. Aşırı uzun süresi, gereksiz muhabbetleri ve sorunlu karakterleri ile seyir zevki olmayan vasat altı yapım. İzlemeye gerek yok.

3 / 10

14 Şubat 2012

S1m0ne (2002)

Farklı sayılabilecek bir konuyu vasat bir tempoda işlemişler. İnsanların egoları ve bu egoların kırılganlığı üzerine güzel aforizmalar var. Kontrolden çıkan niyetlerin insanı çaresizliğe sürüklemesi çok başarılı aktarılmışken son biraz fazla Hollywoodvari olmuş görünüyor. Genel olarak farklı olsa da tavsiye edebileceğim bir yapım değil, süresi de fazla. Simone karakterini canlandıran kadın (Rachel Roberts) yönetmenin (Andrew Niccol) eşi ve sette çekimler süresince farklı bir isimle (Anna Green: short for anthropomorphic green screen) çalışmış.

6 / 10

13 Şubat 2012

Mr. Nobody (2009)

Jared Leto'nun samimiyetsiz ve bol egolu oyunculuğu ile darmadağın bir konu anlatılmayışı. 2 saat 13 dakikalık saçma sapan bir yapım. Seçimlerin sonuçlara etkisi konusunu daha öncekilerden farklı olarak imgeler ile göstereceğim der gibi yapıp bizi ergen muhabbetlerine mahkum bırakan zaman kaybı.

1 / 10

"Community (2009)" S01E05-S02E09


Çerez gibi ard arda izlenebiliyor ve çok eğlendiriyor. Kopa kopa bir hal oldum. Özellikle S01E23*****, S02E06, S02E09 çok efsane bölümler.

8 / 10

"Married with Children (1987)" S01E04-10


İlk bölümlerdeki hava dağıldı eğlenceli MwC başladı. Seksenler ne kadar farklı geliyor insana şu anda. 30 sene öncesi olması inanılır gibi değil. Kadın-erkek ilişkileri üzerine çok ilginç konuşmalar oluyormuş, şimdi izlediğimde daha iyi anladım ve takdir ettim. Örneğin evde güzel şeyler yiyen içen bir erkek karısını hiç dışarı çıkarmaz mantığı ile kötü yemekler yapan Peg Bundy az anasının gözü değil :D

7 / 10

"Everybody Hates Chris (2005-2009)"


İlk başladığında bir süre çok eğlenceli gitti, daha sonra pek sarmadı ara ara izledim. 4. sezonu da son bir gayret izleyip bitirdim. Ahım şahım bir komedi değildi, ilk sezon ve son 4 bölüm başarılıydı. Chris Rock'tan daha iyi bir dizi beklerdik.

[spoiler]
Son bölümdeki son sahneyi anlamadıysanız Sopranos'un sonuna benzer bitirmişler. Ayrıntılı olarak birebir sahen karşılaştırması yapan youtube videoları var. Sopranos'u benim gibi izlemediyseniz anlamanız mümkün değil. Bir yandan Sopranos spoiler yemek pek hoş olmadı. Chris Rock gerçek hayatta sınavı geçmiş :)
[/spoiler]

6 / 10

10 Şubat 2012

günün şarkısı

Uzmanlığı fragman müzikleri olan Two Steps from Hell grubundan epik bir parça:

Two Steps from Hell - Heart of Courage
dinleyiniz

7 Şubat 2012

"Married with Children (1987)" S01E01-03

Seksenlerin efsane dizisine yeniden başladık. İlk bölüm pek ümit vadetmese ve genel MwC ruhuna uymasa da yavaş yavaş açılıyor.

6.5 / 10

"Community (2009)" S01E01-04

Bir devlet üniversitesindeki birbirinden farklı karakterlerin eğlenceli kısmen absürt maceraları. Başroldeki avukat arkadaşın uzun cümleleri, anlık komik hareketler insanı kopartabiliyor. Eğlenmek için gelecek vadediyor. (Chevy Chase ne kadar da yaşlanmış.)

7 / 10

"Friends (1994)"

Eşim ile beraber izlemek için ikinci kez izledim. Çok fazla noktayı hatırlamadığım çok müthiş bir deneyim oldu. Biterken gerçekten çok hüzünlendim. Gelmiş geçmiş en iyi dizilerde ilk beşe çok rahat oynar. 6 arkadaşın hayatına müdahil olduğumuz dostluk ve neşe dolu yirmişer dakikalık hayat deneyimleri. İlk sezonu geçtikten sonra açılıyor ve damağınızda unutamayacağınız bir tat bırakıyor.

10 / 10

"A Bit of Fry and Laurie (1987)" S01E01

Absürtlüğün dibinde İngiliz skeçleri. 15 dakika kadar izledikten sonra hiç gülmeyince vazgeçtim. Herkese göre değil. (House -Hugh Laurie- ne kadar da gençmiş :))

Toki o kakeru shôjo (2006) [The Girl Who Leapt Through Time]

Animelerdeki şanssızlığım devam ediyor. Liseli bir kız ve sıkıcı hayatı. 20 dakika dayanabildim.

1 / 10

Duck Soup (1933)

Saçma sapan konuşan saçma sapan adamların komik olma çabaları üzerine son kullanma tarihi çoktan geçmiş "sözde" bir devlet eleştirisi. 18 dakika dayanabildim.

1 / 10

2 Şubat 2012

Başarılı bir trafik simülatörü

Başarılı bir trafik simülatörü


Değişik durumlarda örneğin yan yoldan katılım olduğunda trafik nasıl ve neden sıkışıyor anlamanız için şahane bir uygulama.

"How Not to Live Your Life (2007)"

"Hayatta her şey nasıl daha da yanlış yapılır" ana fikirli cıvık mı cıvık, sulu mu sulu absürt bir ingiliz komedisi. Bazı bölümlerde iğrençlik seviyesi çok yukarı çıksa da genel olarak bol bol güldüren kısımları da olan kısa bir dizi. Toplamda 20 bölüm ve bir kaç gün içinde bitirilebiliyor. Çok fazla +18 muhabbetler ve görüntüler içeriyor. Kesinlikle herkese göre değil ancak absürtlüğün ve sululuğun dibine vuran yapımları izlemek isteyenler göz atabilir. Treacher karakteri çok gereksiz, Eddie karakteri ise eğlenceliydi. Son olarak diziden önemli kelimeler: "Think with your balls" ve "Cockface"

Sezon 1: 8 / 10
Sezon 2: 5 / 10
Sezon 3: 6 / 10
Sezon 4: 5 / 10

Tümü: 6.5 / 10

1 Şubat 2012

Charade (1963)

Bir süredir eski yapımlardan güzel bir filme rastlamıyordum Charade bu konuda sağolsun yardıma yetişti. İlk yarısındaki konuşmalar, hikaye akışı çok başarılı olmuş. İkinci yarı biraz daha duygusal çekim odaklı yine de bol ters köşeli yapılmış. Bir yandan da fark etmeden Paris turu yapıyorsunuz. Seyrederken akışa kendinizi kaptırırsanız bir sürü kez şaşırmanız olası. Film Hitchcock'un çekmediği süper bir Hitchcock filmi olarak biliniyormuş.

7.5 / 10

30 Ocak 2012

50/50 (2011)

Komedi-dram kırması ancak dram yönü daha ağır basan bir yapım olmuş. Joseph Gordon-Levitt başarılı sayılabilecek bir oyunculuk sergilemiş. Seth Rogen da kendini oynamış, ona da Hollywood'un Recep İvedik'i demek yersiz olmaz. Filmin senaristi Will Reiser'ın kendi anılarına dayanan bir hikayesi olması da vurucu bir detay. Will Reiser kanserken Seth Rogen filmdekine benzer şekilde yazara destek olmaya çalışmış. Abartıldığı kadar iyi bir film olduğuna katılmıyorum, normal bir seyirlik olmuş.

[spoiler]
Herkesin de dikkat çektiği gibi ameliyata giderken karakterin yaşadığı çaresizlik başarılı yansıtılımış
[/spoiler]

6 / 10

29 Ocak 2012

27 Ocak 2012

Klozet su kaçırıyorsa neler yapılabilir?

Klozetinizden devamlı su akıyorsa bunun bir kaç nedeni olabilir.

KONU 1: Sorun taharet musluğu mu?

İlk kontrol edilmesi gereken suyu kaçıranın taharet musluğu mu olduğudur. Duruma göre çeşmeyi ne kadar sıkarsanız sıkın suyu kapatma görevini yerine getiremiyor. Bunun bir numaralı nedeni zamanla taharet musluğunun çeşmesinin mekanizmasının bozulması veya içindeki contanın iş görmez hale gelmesidir.

Bu durumda iki çözüm seçeneği mevcut olabiliyor.

1. Yeni bir conta ile durumun düzelip düzelmediğini denemek.
2. Taharet musluğu çeşmesini yeni bir çeşme ile değiştirmek. (benim yaptığım buydu) eski çeşmeler contalı ve daha kolay bozulur bir yapıya sahipler. Bazı yeni çeşmeler silindir ve üzerinde bir deliğin dıştaki silindir ile kapatılması mantığı ile çalışıyor. Ben bu tip bir çeşme alıp (10 tl'ye mal oldu) eskisi ile değiştirdim. Böylece taharet musluğundan sızan suyu önlemiş oldum.

Eski tip taharet musluğu çeşmesi:


Yeni tip taharet musluğu çeşmesi:


KONU 2: Sorun klozet içindeki tesisatta mı?

Taharet musluğu sorunlu değilse (veya bir süre sonra burada sorun oluşursa) klozet su akıtıyorsa bu sefer klozet su deposu tesisatını incelemelisiniz.

Elimdeki klozetin su deposu içerisinde aynen aşağıdaki gibi iki cihaz bulunuyordu. Bir sürü çeşit ürün var en yaygını plastik top içeren takım (eski sistemlerden biri) ve bunlar. Konuyu bu cihazlar üzerinden anlatacağım. Bu cihazlar toplu olarak "Rezervuar iç takımı" olarak biliniyor. Su deposu içindeler ve üstteki metal gibi görünen aslında boyalı plastik olan şey sifona bastığınız düğme. Eğer klozet su deposu kapağını çekseniz de kendinize gelmiyorsa ilk olarak bu düğmeyi sökmelisiniz. Aynı pet şişe kapağı açar gibi döndürerek bulunduğu yerden çıkmasını sağlayabilirsiniz. (Ben bunu keşfedene kadar tüm klozeti söktüm siz yapmayın :))

Soldaki ince cihaz "flatör" olarak da bilinen suyun dolduğu anlayıp suyu kesen su doldurma cihazı. Su dolduğunu anlamıyorsa bu cihaz ya bozuktur ya da ayarı sorunludur. Altına su gelmesini sağlayan boruyu bağlıyorsunuz. (Delinmiş olduğu için onu da yenilemek zorunda kaldım 4.75 tl tuttu) Su doldukça ortadaki yuvarlak hatlı kısmın üzerine su geldiği anda içindeki plastik aksam suyun kaldırma kuvveti ile yukarı kalkıp görünen mandalı yukarı ittiriyor. Mandal yukarı gidince gelen su kesiliyor. Burada çeşme başı gibi tırtıklı kısım içindeki suyun kesilmesini sağlayan sivri kısım ucundaki plastikte bir sorun olabilir. Bunu çözmenin bir yöntemi o plastiği ters çevirmekmiş. Tabii bu sadece geçici bir çözüm, sorunun nüksetmesi mümkün. O tırtıklı kısmı çevirip çıkardığınızda içindeki ince contayı düşürüp kaybetmeyin. Bende bu cihaz da bozuldu yenisini almak zorunda kaldım 10 tl'ye mal oldu. Bu cihazda problem yoksa ve su akmaya devam ediyorsa sağdaki aleti incelemeniz gerekli.


Sağdaki alet sifon düğmesine bastığınızda aşağıda bir boşluk açıp su deposu içindeki suyun tuvalete dökülmesini sağlıyor. Bu cihaz su boşaltmadan sorumludur. Yan iki taraftaki tırtıklar ile boyunu ayarlayabiliyorsunuz.

Genelde su kaçırma problemlerinin çoğu bu cihazın en altındaki plastik contanın sorunlu olmasından (eskiyor, haşat oluyor vs.) kaynaklanıyor ve o plastik contayı değiştirince düzeliyor (1.50 tl tuttu) Piyasada bir sürü cins cihaz olduğu için bu aleti de yanınızda götürüp ona göre conta almanız sizi zaman ve efor kaybından kurtaracaktır.

Plastik conta çok haşat olmamışsa veya biraz daha gitmesini istiyorsanız o ayarlar ile oynayıp daha erken kapanmasını sağlayabilirsiniz. Daha erken kapanınca alttaki kısım daha fazla baskı yapıyormuş. Ayarla oynayınca sifon düğmesi de aşağı iniyor çok kurcalamak sorunlara yola açabilir. Geçici çözüm yöntemlerinden biri de bu cihazın içine ağırlık koyup plastiğe daha çok baskı yaparak su kaçırmasını engellemesini sağlamakmış.

Ek olarak bu plastik contanın ömrünü azaltan da temizlik maddelerinin su deposu içerisine atılmasıymış, kesinlikle önerilmiyor. Su basıncı ve suyun aşındırıcılığı yeterince plastiğe zarar veriyor zaten.


Yararlı olabilecek bazı bağlantılar:
plastik top flatörlü uzman tv videosu
bir blog yazısı

26 Ocak 2012

Eşikaltı Büyücüleri - Ahmet Şerif İzgören



Eşikaltı Büyücüleri - Ahmet Şerif İzgören

Reklamcılıkta sıkça kullanılan ve bilinçaltınıza marka imgelerini yerleştirip sizi bir nevi ürünlerini tüketmeye proglamlayan işaretlerin ciddi ve başarılı bir şekilde anlatıldığı ufkunuzu açacak süper bir yapıt olmuş. İlk olarak kitapta bahsi geçen bazı reklamlardaki işaretleri ne kadar baksam da göremedim bunu kabul ediyorum. Geri kalanlarda ise vay, oha, yuh şeklinde hayretler içerisinde inceledim. Bu tip bir çalışma sanırım Türkiye'de ilk kez bu detayda yapılmış. Bir diğer nokta da reklamların markaları alkışlanası ve saygı duyulası bir cesaretle sansürlenmeden yayınlanmış. Bu durum yazar ve yayınevi için maddi sorunlara yol açabilecek olsa da İzgören'in doğru olduğuna inanarak yaptığını anlattığı kısım da gerçekten övgüyü hak ediyor.

Fiyatı en başta yüksek gelebilir, bunun nedeni birinci sınıf kağıda renkli olarak reklamları basıp görüntüleri en iyi şekilde aktarmaya çalışmış olmanın maliyetinden kaynaklanıyor. Araştırmaların sonucunda para kazanmak gibi ana bir amaç olmadığı için de aslında kitabın fiyatı o kadar da yüksek değil. İnternette biraz araştırırsanız zaten %25 indirimli edinebiliyorsunuz.

Kesinlikle okunup feyz alınarak mümkün olduğu kadar bilinçlendirmek istediğiniz herkese tavsiye edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Helal olsun Ahmet Şerif İzgören!

25 Ocak 2012

subst: komut satırından yeni sürücü oluşturmak

hard diski bölmeden ve herhangi bir uygulama ile riske girmeden komut satırından bir klasörü yeni bir sürücü ismi ile tanımlamak istiyorsanız subst komutunu kullanabilirsiniz.

kullanım:
subst SURUCUADI KAYNAKKLASOR

örnek:
subst D: c:\D

kaynak

23 Ocak 2012

Delhi Belly (2011)

Üç kafadarın mafya ile başlarının belaya girmesi ana konulu yer komik yer yer iğrenç sahnelerle dolu geyik bir yapım. İkinci yarısı biraz daha tempolu gibiydi. Yeni birşeyler sunmasa da izleniyor. (Başroldeki Imran Khan da ünlü Aamir Khan'ın yeğeniymiş.)

6 / 10

Fear and Loathing in Las Vegas (1998)

Uyuşturucu etkisi altında saçma sapan konuşmalar ve saçma sapan olaylar. 20 dakika dayanabildim. Herkese göre değil.

1 / 10

The Player (1992)

Kafa dağıtmalık bir komedi filmi arayışı sonucunda imdb puanının da etkisi izlemeye başladım. 40 dakika izledim ve eğlenceli olmadığına karar vererek kapattım. Entourage seven biri olarak başarısız bulduğumu söylemeliyim. Komedi değil de dram ve biraz gerilim türüne uyuyor.

2 / 10

A Scanner Darkly (2006)

15 dakika kadar izleyip bıraktım. Fear and Loathing in Las Vegas'a benziyor onu da izleyememiştim.

1 / 10

Sea of Love (1989)

1 saat izledim, bana hitap etmeyen bir yapım olduğuna karar vererek kapattım. Kendine has garip ve itici bir havası var.

1 / 10

Three Days of the Condor (1975)

40 dakika izledim, gerisini ön izlemeler ile bitirdim. Belki zamanında başarılı bir film olmuş olabilir, bununla birlikte bu devirde bu yapım çok sıkıcı ve sıradan geliyor. Konuyu ve sonunu baştan tahmin edebiliyorsunuz. Ajanlı filmler listelerinde çıkmasına bakmayın pek ilgisi yok.

Özeti:
[spoiler]
CIA'in içinde gizli bir CIA var (derin devletimsi, kişisel çıkarlı)
[/spoiler]

2 / 10

Italiensk for begyndere (2010) [Italian for Beginners ]

Venedik manzarası var diye izleyelim dedik toplamda maksimum 3 dakika arka planda varmış gibi görünüyor. Saçma sapan insanların saçma sapan muhabbetlerinden oluşuyor. İnanılmaz sıkıcı boğucu durağan. İlk yirmi dakikadan sonra ön izlemeler ile bakıp bıraktım. Ruh sağlığınız ve bütünlüğünüz için uzak durmak gerekli diye düşünüyorum.

1 / 10

Bringing Up Baby (1938)

İnanılmaz sinir bozucu bir kadının bir adamın hayatını cehenneme çevirmesi konusu üzerinde "işler daha ne kadar karışabilir ki" ana fikirli komedi olmaya çalışan bir yapım. Belki de benzer yapımları çok izlemiş olmamız belki de yapımın başarısız olması kendisini izlenemez kılıyor. Seyir zevki çok düşük olduğu için 45 dakika dayanabildim ve kapattım. (Bu arada bu tip filmlerin türü screwball comedy imiş)

3 / 10

19 Ocak 2012

liveminutes

10 saniye içinde çevrimiçi bir toplantı yapabilmenizi sağlayan başarılı, ücretsiz bir flash uygulaması. tahta uygulaması ile anlatmak istediklerini çizedebilirsiniz.

liveminutes

hilite

Kodlarınızı html'de düzgün ve renkli bir şekilde göstermenizi sağlayacak çevrimiçi başarılı bir flash uygulama.

hilite

pixlr

çevrimiçi photoshop veya paint.net gibi resimler üzerinde işlemler yapabileceğiniz bir uygulaması. başarılı bir fikir ve uygulama.

pixlr

18 Ocak 2012

road of the dead

level atlamalı, araba ile zombi ezmeli acayip eğlenceli bir flash oyunu. ilerledikçe zorlaşmaya ve zevkini kaybetmeye başlasa da fikir çok iyi.

road of the dead

The Night of the Hunter (1955)

Charles Laughton'ın yönettiği ilk ve tek filmi. Gişede hüsrana uğrayınca "bir daha da film milm yönetmem arkadaş" diyip sözünü tutarak delikanlılığını göstermiş. "Harry Powell" karakteri seçmelerinde yönetmen karakteri tanımlamak için "diabolical shit" (şeytani pislik) tanımını yapınca Robert Mitchum "present" (burada) diye bağırarak bu karakteri canlandırmak için hevesini belirtmiş. Robert Mitchum oyunculuk anlamında resmen şov yapmış, çocuk oyuncuların da başarılı olduğunu söyleyenler olmuş ancak ben diğer karakterlerde bir başarı göremedim. Konuyu anlatırken bir yandan da toplumsal durum analizi ve eleştirisi yapılsa da genel olarak seyir zevki yüksek bir yapım olmamış. Bir buçuk saat sürmesine rağmen sanki 3 saat izlemişsiniz gibi bunalıp yorulmanız olası. Bu tabii izlerken beklentilerinizle de alakalı. Türünde görünen film-noir de doğru sayılmaz. Görüntü yönetmenliği olarak çok başarılı olduğu, tümünün sette çekildiği bilgileri ile zamanı için başarılı işler yaptığı anlatılsa da ben seyir zevki olarak şu zamanda vasatı geçemediğini düşündüm.

[spoiler]
Ayrıca Robert Mitchum Shelley Winters'ı hor görmekteymiş ve filmdeki denizin dibinde ölü gösterildiği sahnede "keşke manken değil onu kullansaydık" diyerek nefretini dile getirmiş.
[/spoiler]

5 / 10

"Luther (2010)" S01E01

İdris Elba'yı The Wire'dan tanıyanlar için çok farklı bir deneyim olacaktır. Özellikle ben ingiliz aksanını çok garipsedim. Bir kere doğal gelmiyor, diğer karakterlerin aksanı yanında çok garip kaçıyor. Bu kendi konuşması mı yoksa The Wire'da mı kendi konuşmasını kullandı bilemedim, biraz araştırdım ancak kesin bir bilgiye ulaşamadım. Konu olarak çok farklı birşeyler sunmasa da ilk bölüm kendini izletti. Ara ara akıl dolu diyaloglarla sürükleyicilik sağlamak istemişler. Bir dizide bir karakteri çok iyi oynadığınızda başka bir karakter canlandırmak istediğinizde seyirci bu duruma uyum gösteremiyor düşüncesini bizzat yaşadım diyebilirim. John Luther nere Stringer Bell nere?

6 / 10

günün sözü

"Ever tried. Ever failed. No matter. Try Again. Fail again. Fail better."
-Samuel Beckett

kaynak

17 Ocak 2012

Breakfast at Tiffany's (1961)

1930-1960 aralığındaki filmlerden çok beğendiğim, atmosferi şahane birçok yapım var. Bununla birlikte bazen bu film gibi saçma sapan yapımlara denk gelebiliyorum. Konu olarak hayattaki varlığını anlamlandıramayıp üzerine bir de saçma sapan hareketler yapan bir kadın var. Tam bir zaman kaybı. Sonundaki sahne bir nebze konunun özeti olsa da acayip sıkıcı ve saçma bir film olmuş.

3 / 10

Tekkon kinkurîto (2006)

Farklı bir konusu olduğunu ve GTA'daki gibi bir şehirde geçtiğini söyledikleri için merak ettim. Konu olarak yüz binlerce kez işlenmiş olan kendi içimizdeki iyi/kötü savaşını işlermiş gibi yapıyor. Çizimler ayrı vasat, konu ayrı vasat, süre gereksiz uzun, sahneler ayrı saçma. Genel olarak kötü bir deneyimdi.

4 / 10

"Life (2009)" 1.4 & 1.5

"Life" Fish (2009)
Balıklar ile ilgili belgesel genelinin üstünde bir bilgi akışı sağlanmış. Güzel bir bölümdü. Aklımda kalp atışını görebildiğimiz palyaço balığı yumurtaları ve buldukları tüm okyanus dışı nesnelere yumurtalarını bırakan balıklar kalacak.

7 / 10

"Life" Birds (2009)
Kuşlar ile ilgili belgesel genelinin üstünde bir bilgi akışı sağlanmış. Güzel bir bölümdü. Başka kuşların yavrularını yiyen pelikanlar ve kemiği serbest düşüş ile kıran akbabalar ile aklımda kalacak.

7 / 10

Not: Life belgeselinde David Attenborough iyi güzel anlatıyor da "extraordinary" lafından nefret ettim, bu kadar emek harcanmış bir belgeselde anlatım metni bu kadar aynı kelimelerden oluşuyor olmamalı. Resmen sıradışı kelimesi anlamını kaybetti belgesel boyunca.

Sicko (2007)

Hedef Amerikan halkı olsa bile genelde bahsedilen konular tüm dünyayı ilgilendiriyor. Özellikle Kanada, İngiltere ve Fransa'da sağlık ve sosyal devlet ile ilgili kısımları izleyerek ufkunuzu açabilecek bilgilere erişebilirsiniz. Tabii ki bahsedilen bölgelerde de başka türlü sorunlar mevcuttur o kesin, yine de bazı konuların olması gerektiği gibi olduğu örnekler gerçekten takdire şayan. Onun haricinde belgesel çok uzun.

7 / 10

16 Ocak 2012

Dikkat Vücudunuz Konuşuyor - Ahmet Şerif İzgören

İzgören'in Türkiye için yerelleştirilmiş örnekleri ile beden dili üzerine şahane bir eseri. İsveç'te daha okulda öğretilen bilgilerin ülkemizde duruma göre üst düzey devlet ve firma yöneticileri tarafından bile bazen pek bilinmeyen genel bilgileri anlatmış. Kitap üzerinden edindiğiniz bilgiler ile eskisine göre çok daha bilinçli beden dili kullanabilir ve bazı imgeleri daha sağlıklı yorumlayabilirsiniz. Kesinlikle tavsiye ederim.

12 Ocak 2012

Anger Management (2003)

Uzun zaman önce izlemiştim, tekrar izleme durumu oluşunca hadi bakayım dedim. İlk yarısı çok yavan ve vasat geçiyor. İkinci yarı biraz daha tempolu ve eğlenceli. Yine de genel olarak vasat bir film olmuş. Jack Nicholson rolüne çok iyi oturmuş, ondan başkası bu rolde olamazmış. İlk izlediğimde 6 vermişim. Bu sefer puanım daha az.

5 / 10

11 Ocak 2012

why innovation consultants kill innovation

innovasyon üzerine güzel noktalara değinen bir yazı:
why innovation consultants kill innovation

yazıdan bazı alıntılar:

"the difference between success and disaster is largely defined by the selection of a good team--not by its processes"

"The method relied on combining the right task with the right talent."

"Innovation only occurs if it's an attitude that runs through a company's culture. "

9 Ocak 2012

"Spooks (2002)" - S01E01

Ajanların hayatını karanlık bir şekilde anlatan ilginç bir İngiliz dizisi. 1 saatlik bölüm biraz uzun olsa da ilk bölüm fena değildi. Potansiyeli var ancak dizideki eğlendirme oranı düşük. Drama yönü daha ağır basıyor gibi duruyor bu nedenle herkese göre olmayabilir.

6.5 / 10

"Burn Notice (2007)" - S05E14 & 15

USA kanalının en büyük başarısı olarak gördüğüm Burn Notice yine şaşırtmaya, eğlendirmeye ve büyülemeye devam ediyor. Ekibin içine düştüğü durumlar 5 sezon sonra bile kesinlikle özgünlüğünü koruyor.

10 / 10

"Suits (2011)" - Sezon 1

Akıl dolu diyaloglu ve karışık işler çeviren karakterli bir dizi istiyorsanız bu dizi tam size göre. Avukatlık dizilerini seven kişiler için de taze bir kan olacaktır. Son bölümün sonu çok "soap opera" gibi olmuş olsa da genel izlenim ve eğlendirme potansiyeli çok iyi.

8 / 10

House of Games (1987)

Filmin ilk izlenimi ikinci sınıf bir yapım izleyeceğiniz kanısını uyandırsa da ilk 40 dakika ters köşeler ve olay örgüsü sizi içine çekiyor. Bu hızını devam ettiremiyor ancak merak ettirmeye kısmen devam ediyor. Mevzunun yarısında ben sonunu tahmin ettim lakin birçok insan için son ters köşe olacaktır. Söylendiği kadar da başarılı olmadığını düşünüyorum.

6 / 10

8 Ocak 2012

The Big Sleep (1946)

Akıl dolu diyaloglarla kalitesini belli eden güzel bir film-noir. Marlowe'un karşısındakini konuşturması şahane detaylarla dolu. İkinci dünya savaşının son yılında (1945) tamamlanmış olmasına rağmen 1946 yılında izleyici karşısına çıkmış. Sürükleyiciliğini ve esrarını hiç kaybetmeden bir çırpıda izleyebilirsiniz. Ek olarak Bogart ve Bacall bu filmin tamamlanmasından 3 ay sonra evlenmişler.

7 / 10

7 Ocak 2012

Killer Elite (2011)

Aksiyon sahneleri sürükleyici olsa da gerçek bir olaya dayanıyor kısmını tam oturtamamışlar. Kim neydi noldu niye böyle oldu gibi soruların cevabını alamıyor olmanız da eksi bir nokta. Başlardaki temposunu son ana kadar tam taşıyamamış. Bu hali ile "eh işte" olarak kalmış.

6 / 10

6 Ocak 2012

Burakku ragûn (2006) [Black Lagoon]

Cowboy Bebop ile benzerlikler gösteren tam olarak ana bir konusu olmayan bir anime olmuş. Kendini izletme konusunda sıkıntısı var. Uzun zamanda bitirebildim. Revy karakterini bize tanıtması mükemmel olsa da ne oluyor, ne oldu, kimdir nedir soru işaretleri içerisinde tam atmosferine kendimizi kaptıramıyoruz. Revy'i tanımak isterseniz izleyin, onun haricinde açıkçası çok eğlenceli bir seri olarak tanımlandıramayacağım.

6 / 10

günün şarkısı

Gary Moore - Still Got The Blues (Live)
dinleyiniz

(gitar resmen ağlamış, takdir edilesi!)