lost manyaklığında son nokta: burda (sayıları her 108 dakikada bir girip kendinizi lost'ta hissedin diyeymiş) yuh ama yani.
sezon 3 bölüm 7 yayın tarihine geri sayım yapan bir widget: şurda
evet, bu da böyle bir olaydır...
30 Kasım 2006
29 Kasım 2006
maxthon'da arama özelleştirme/kişiselleştirme
search bar'da arama yapmak istediğiniz motorları kendinizce süper kişiselleştirebilir, son derece hızlı ve kolay aramalar yapabilirsiniz. options->maxthon options->search kısmında "name" kısmına görünmesini istediğiniz arama motoru adı (arama yaparken seçmede kolaylık olması açısından -google,yahoo,imdb,google image vb. gibi-) ekleyerek "engine" kısmına da aranacak anahtar kelimeyi "%s" olarak (tırnaksız) yazdığınızda nur topu gibi arattırma motoru kısayollarına erişebilirsiniz. mesela bendeki bazı arama motorlarını vereyim, maksat vatana millete yararlı olsun:
name: Ekşi Sözlük
engine: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=%s
name: Google
engine: http://www.google.com/search?q=%us
name: Google Image
engine: http://images.google.com/images?q=%us&lr=&ie=UTF-8
name: Ideefixe
engine: http://www.ideefixe.com/vitrin/aramasonuc.asp?Shop=0&aranan_yer=0&Page=1&SearchTerm=%s
name: Hepsiburada
engine: http://www.hepsiburada.com/search.aspx?sText=%s
name: IMDB
engine: http://www.imdb.com/find?q=%s
name: Torrentspy
engine: http://www.torrentspy.com/search?query=%s
name: Wikipedia
engine: http://en.wikipedia.org/w/index.php?title=Special%3ASearch&search=%s
bunlar da görsel açıklama, baka baka yapmak isteyenler için:
http://www.flickr.com/photos/mehmetefendi/309463576/
http://www.flickr.com/photos/mehmetefendi/309463630/
http://www.flickr.com/photo_zoom.gne?id=309463722&size=o
ek bilgi: ayrıca `super drag drop` özelliği açıksa seçip sürükleyip bıraktığınız herhangi bir yazı, alias'ı "*" (varsayılan arama motoru anlamına gelir) olan arama motoru ile aranır ve yeni bir tabda sonuçlar gösterilir.
name: Ekşi Sözlük
engine: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=%s
name: Google
engine: http://www.google.com/search?q=%us
name: Google Image
engine: http://images.google.com/images?q=%us&lr=&ie=UTF-8
name: Ideefixe
engine: http://www.ideefixe.com/vitrin/aramasonuc.asp?Shop=0&aranan_yer=0&Page=1&SearchTerm=%s
name: Hepsiburada
engine: http://www.hepsiburada.com/search.aspx?sText=%s
name: IMDB
engine: http://www.imdb.com/find?q=%s
name: Torrentspy
engine: http://www.torrentspy.com/search?query=%s
name: Wikipedia
engine: http://en.wikipedia.org/w/index.php?title=Special%3ASearch&search=%s
bunlar da görsel açıklama, baka baka yapmak isteyenler için:
http://www.flickr.com/photos/mehmetefendi/309463576/
http://www.flickr.com/photos/mehmetefendi/309463630/
http://www.flickr.com/photo_zoom.gne?id=309463722&size=o
ek bilgi: ayrıca `super drag drop` özelliği açıksa seçip sürükleyip bıraktığınız herhangi bir yazı, alias'ı "*" (varsayılan arama motoru anlamına gelir) olan arama motoru ile aranır ve yeni bir tabda sonuçlar gösterilir.
star wars: battlefront 2 (oyun)
ilki nasıldı hiçbir fikrim olmadan oynadım bu oyunu; star wars evreninde süper eğlenceli ve şahane bir aksiyon fps diye. değil efendim böyle, sizler de bu niyetle oynamaya kalkmayınız en başta onu belirteyim.
oyunu özetlemek gerekirse; medal of honor*'taki gibi bir hikaye ekseninde ilerleyen ama battlefield 2, battlefield vietnam, battlefield 1942 tarzı multiplayer'a yönelik tasarlandığı her halinden belli olan hatta bu yanı dehşet sırıtan, oyuncu tipini oyun içerisinde değiştirebildiğiniz vurdulu kırdılı bir şey. arada uzayda (eskiden oynamışlar bilir) tie fighter ve x-wing tarzı uzayda görevler yapabileceğiniz bölümler de var fakat bunları oynamadan geçme şansınız var, zaten pek üzerinde durulmamış; bonus olarak koymuşlar.
bence oyunun oynanabilirliğini yok eden ve kendisini oynatmaktan vazgeçtiren tek saçma sapan ayrıntı overheat olmuş. şahsen nefret ettim ben bundan. yahu, çıkmışız uzaya, savaşıyoruz, son teknoloji tanklar, uçan birşeyler, örümceğe benzeyen robotlarla birbirimize "ışın" atıyoruz, lazerle, ışın kılıcıyla oynuyoruz ama kullandığımız araçlarda olsun, kendi silahlarımızda olsun; çılgın bir "fazla ısınma"* olayı var. ya ben anlamadım, anlayanı da pek anlayabileceğimi sanmıyorum, yani nedir? ulan uzaya çıkmışız, birbirimize ışın atıyoruz, adı üzerinde "yıldız savaşları" yapıyoruz, kocaman "deathstar" inşa edilen bir evrende, yıldızlar arası hyperspace'e atlıyoruz ama neymiş silahlarımızla çok ateş edince fazla ısınıp kitleniyor. hadi ordan be!
yükselen trend olan ve world of warcraft'la ne kadar çok para kaldırılabileceği görülmüş online oyun olayından pay kapmak ve star wars hayranlarının (epey var, güzel para kaldırılabilecek bir kitle.-evet danışmanlık ücretimi alayım: onbinmilyar $-) cebindeki paraları emmeye yönelik bu oyun bence olmamış çünkü oynayamıyorsunuz. niye mi? fazla ısınıyor da ondan!
oyunu özetlemek gerekirse; medal of honor*'taki gibi bir hikaye ekseninde ilerleyen ama battlefield 2, battlefield vietnam, battlefield 1942 tarzı multiplayer'a yönelik tasarlandığı her halinden belli olan hatta bu yanı dehşet sırıtan, oyuncu tipini oyun içerisinde değiştirebildiğiniz vurdulu kırdılı bir şey. arada uzayda (eskiden oynamışlar bilir) tie fighter ve x-wing tarzı uzayda görevler yapabileceğiniz bölümler de var fakat bunları oynamadan geçme şansınız var, zaten pek üzerinde durulmamış; bonus olarak koymuşlar.
bence oyunun oynanabilirliğini yok eden ve kendisini oynatmaktan vazgeçtiren tek saçma sapan ayrıntı overheat olmuş. şahsen nefret ettim ben bundan. yahu, çıkmışız uzaya, savaşıyoruz, son teknoloji tanklar, uçan birşeyler, örümceğe benzeyen robotlarla birbirimize "ışın" atıyoruz, lazerle, ışın kılıcıyla oynuyoruz ama kullandığımız araçlarda olsun, kendi silahlarımızda olsun; çılgın bir "fazla ısınma"* olayı var. ya ben anlamadım, anlayanı da pek anlayabileceğimi sanmıyorum, yani nedir? ulan uzaya çıkmışız, birbirimize ışın atıyoruz, adı üzerinde "yıldız savaşları" yapıyoruz, kocaman "deathstar" inşa edilen bir evrende, yıldızlar arası hyperspace'e atlıyoruz ama neymiş silahlarımızla çok ateş edince fazla ısınıp kitleniyor. hadi ordan be!
yükselen trend olan ve world of warcraft'la ne kadar çok para kaldırılabileceği görülmüş online oyun olayından pay kapmak ve star wars hayranlarının (epey var, güzel para kaldırılabilecek bir kitle.-evet danışmanlık ücretimi alayım: onbinmilyar $-) cebindeki paraları emmeye yönelik bu oyun bence olmamış çünkü oynayamıyorsunuz. niye mi? fazla ısınıyor da ondan!
the simpsons: hit & run (oyun)
"gta'ya benziyor, simpsons var, eğleneceğiz oley" dedik olmadı, çok peşin hüküm vermişiz. laf salatasını bırakıp artı ve eksi özelliklerini sayalım bu bilgisayar oyununun.
+
konu olarak ne yapsa kurtarıyor çünkü neredeyse gelmiş geçmiş en popüler çizgi dizinin oyunu, birşey demeye gerek yok; karakterler oturmuş; dizinin içinde oynuyormuşuz hissi 3d ortama aktarılınca başarılı olmuş.
aradaki ufak filmler* başarılı, karakterlerin konuşmaları güzel, ayrıntılar hoş, hepsi çok iyi kotarılmış.
oynamaya başlayınca çok eğlenerek oynuyorsunuz, homer ile başlayıp bart ile devam ediyorsunuz, marge, lisa vb. hepsiyle oynayabiliyorsunuz.
-
ilk bart'lı bölüme kadar çok eğlenceli, eğleniyorsunuz; marge ve lisa derken oyun sıkmaya başlıyor, lisa'nın birkaç bölümünden sonra inanılmaz sıkıyor bayıyor; cdleri kırmak istiyorsunuz çünkü görev tipi 2-3 tane, hep aynı şey, hep aynı şey. zaman dolmadan şunu yakala, zaman dolmadan bunun arabasını patlat, zaman dolmadan şunları topla. koskoca oyun yapmışlar ama görev tipi 2-3 tane, bu da bir yerden sonra tiksinmenizi sağlıyor. hadi simpsons var bir de aradaki muhabbetler için oynayalım diyorsunuz ama olmuyor; yine olmuyor çünkü verilen zaman minimum ve bu oyunu hayvan gibi zor yapıyor. uğraşırken bileğinizin ağrıması da üstüne binince "bu ne be yeter" diyip oyunu siliyorsunuz. oyunun kontrolleri de başarısız, fare ile bakmak vb. gibi bir olayı yok sayılır.
son söz olarak simpsons olayını aktarmaya kasarlarken (ki bu kısmı olmuş) oynanabilirlik ve "oyun" kısmına ne para ne zaman kalmış, öylesine çıkarmışlar piyasaya herhalde. homer ve bart'lı ilk iki bölümü oynayıp biraz eğlendikten sonra çok uğraşmadan oyundan kaçarcasına uzaklaşmak en doğru seçim olacaktır. oyunbaz yazarınız boş beleş insan azeroth bildirdi.
not: illa oynayacağım ama kasmak istemiyorum diyenler gamecopyworld'ten bilimum zaman durdurucu, para verici trainer'ları indirip oynamalılar, olmuyor başka türlü.
+
konu olarak ne yapsa kurtarıyor çünkü neredeyse gelmiş geçmiş en popüler çizgi dizinin oyunu, birşey demeye gerek yok; karakterler oturmuş; dizinin içinde oynuyormuşuz hissi 3d ortama aktarılınca başarılı olmuş.
aradaki ufak filmler* başarılı, karakterlerin konuşmaları güzel, ayrıntılar hoş, hepsi çok iyi kotarılmış.
oynamaya başlayınca çok eğlenerek oynuyorsunuz, homer ile başlayıp bart ile devam ediyorsunuz, marge, lisa vb. hepsiyle oynayabiliyorsunuz.
-
ilk bart'lı bölüme kadar çok eğlenceli, eğleniyorsunuz; marge ve lisa derken oyun sıkmaya başlıyor, lisa'nın birkaç bölümünden sonra inanılmaz sıkıyor bayıyor; cdleri kırmak istiyorsunuz çünkü görev tipi 2-3 tane, hep aynı şey, hep aynı şey. zaman dolmadan şunu yakala, zaman dolmadan bunun arabasını patlat, zaman dolmadan şunları topla. koskoca oyun yapmışlar ama görev tipi 2-3 tane, bu da bir yerden sonra tiksinmenizi sağlıyor. hadi simpsons var bir de aradaki muhabbetler için oynayalım diyorsunuz ama olmuyor; yine olmuyor çünkü verilen zaman minimum ve bu oyunu hayvan gibi zor yapıyor. uğraşırken bileğinizin ağrıması da üstüne binince "bu ne be yeter" diyip oyunu siliyorsunuz. oyunun kontrolleri de başarısız, fare ile bakmak vb. gibi bir olayı yok sayılır.
son söz olarak simpsons olayını aktarmaya kasarlarken (ki bu kısmı olmuş) oynanabilirlik ve "oyun" kısmına ne para ne zaman kalmış, öylesine çıkarmışlar piyasaya herhalde. homer ve bart'lı ilk iki bölümü oynayıp biraz eğlendikten sonra çok uğraşmadan oyundan kaçarcasına uzaklaşmak en doğru seçim olacaktır. oyunbaz yazarınız boş beleş insan azeroth bildirdi.
not: illa oynayacağım ama kasmak istemiyorum diyenler gamecopyworld'ten bilimum zaman durdurucu, para verici trainer'ları indirip oynamalılar, olmuyor başka türlü.
22 Kasım 2006
Hotaru no haka (1988)
Hotaru no haka (1988)
2. Dünya Savaşı'nda Japonya'da iki kardeşin yaşam mücadelesinin anlatıldığı son derece dokunaklı bir o kadar da güçlü anime. Tek derdi yarın ne giyeceği olan veya halinden hiçbir şekilde memnun olmayan kişilere "Hotel Rwanda" ve "Life is Beautiful" ile birlikte izletilmesi gereken çok iyi, çok gerçekçi yapım... Etkisinden kurtulmanız epey sürecektir. Hani bazı filmler olur ya, izlemesi çok zordur ama arada izlenmelidir ki; insanı silkeleyip kendine getirsin, bu da onlardan biri. Hele sizin de ufak bir kız kardeşiniz varsa içiniz daha da fazla acıyor, daha da fena oluyorsunuz. [Not: Gerçek olaylara dayanıyormuş]
Ek bilgi olarak uyuşturucuya özenen birileri varsa ona da Requiem for a Dream'ı izletin.
9/10
2. Dünya Savaşı'nda Japonya'da iki kardeşin yaşam mücadelesinin anlatıldığı son derece dokunaklı bir o kadar da güçlü anime. Tek derdi yarın ne giyeceği olan veya halinden hiçbir şekilde memnun olmayan kişilere "Hotel Rwanda" ve "Life is Beautiful" ile birlikte izletilmesi gereken çok iyi, çok gerçekçi yapım... Etkisinden kurtulmanız epey sürecektir. Hani bazı filmler olur ya, izlemesi çok zordur ama arada izlenmelidir ki; insanı silkeleyip kendine getirsin, bu da onlardan biri. Hele sizin de ufak bir kız kardeşiniz varsa içiniz daha da fazla acıyor, daha da fena oluyorsunuz. [Not: Gerçek olaylara dayanıyormuş]
Ek bilgi olarak uyuşturucuya özenen birileri varsa ona da Requiem for a Dream'ı izletin.
9/10
20 Kasım 2006
the french connection (1971)
Filmi divxforever'daki imdb top 250 ed2k linklerinde gördüm, merak edip izledim. (Sonradan imdb top 250'den çıkmış olduğunu gördüm, doğru bir gelişme olmuş) Çoğunlukla filmi beğenip beğenmemeniz beklentilerinizle doğru orantılı oluyor bu çok büyük gerçek, bunu bir daha anladım; bunu da en başta belirteyim. Filmi süper bir aksiyon, gerilim, polisiye olarak göstermelerinden dolayı ben filmi beğenmedim çünkü öyle değil. (Belki de bizlerin aksiyon-macera film anlayışı 70lerden beri çok değişti, çok büyük ihtimal) Beklentilerim gayet orijinal ve güzel bir aksiyonlu heyecan kasırgası izlemek üzerine olduğundan sadece bir araba kovalamaca sahnesi haricinde filmde çok sıkıldım. Zaten boğucu bir atmosferde geçtiği bazı kaynaklarda belirtiliyor, özellikle yapılmış. Zamanına göre süperdi diyeceklere birşey diyemem ama şu zamanda ben çok daha süper filmler izledim. Ayrıca nedense Gene Hackman'ın oyunculuğunu da beğenmedim, hoş oscar vb. ödüller almış sanırım. (Zaten ödüller bana hiçbir şey ifade etmiyor genelde)
Vasat bir yapım, tavsiye etmiyorum.
5/10
Vasat bir yapım, tavsiye etmiyorum.
5/10
17 Kasım 2006
Witness for the Prosecution (1957), imdb top 250: #211
Belki de birçok arkadaşımızın duymadığı belki de bir bölümünün kitabını okuduğu Agatha Christie'nin en iyi eserlerinden biri olduğu ileri sürülen bu film imdb top 250'de olmasaydı kendisiyle tanışamayacaktım. :) İyi ki de varmış, The Practice, 12 Angry Men tarzı yapımları seven kişiler için kaçırılmaması gereken bir yapımmış. Film konusu ve olaylar hakkında pek bir şey söylemenin izleyecekler için seyir zevkini mahvedeceği için olaylar hakkında bir şey anlatmamayı seçiyorum ama konuyu kısmen anlatmak gerekirse; cinayet ile suçlanan Leonard Vole'un kendisini mahkemede temsil etmesi için Sir Wilfrid'e gelmesi ve bu süreçte yaşanan olaylar olarak özetleyebiliriz.
Hikayede o kadar çok dönüş-kıvrım (ingilizce: twist) var ki olay gidişatının devamlı değiştiği filmleri sevenler için bu film gerçekten bir başyapıt olarak değerlendirilebilir (Saw gibi) çünkü ne olacağı hiç kestirilebilir değil, yani ben kestiremedim en azından :D.
Hikaye ve film temel olarak diyaloglara dayandığı için filmde devamlı konuşuluyor hiç susulmadan, hiç sıkmadan daimi bir sürükleyicilik var. 116 dakika olmasına rağmen bir an bile sıkılmıyorsunuz, "hah tamam olay böyleymiş" dediğiniz anda bambaşka bir olay oluyor veya bir karakter öyle bir laf ediyor ki akış değişiyor; siz de ne düşüneceğinizi şaşırıyorsunuz.
Şimdi bu kadar övgü sonunda çok büyük beklentiler ile filmi izleyecekler belki alacakları hazzı minimuma indirebilirler, bu yüzden hiç bir beklenti içerisine girmeden filmi izlerseniz, çok beğenebileceğiniz; sinema tarihinin en güzel filmlerinden birine şahit olabilirsiniz.
10/10 Başyapıt, süper, şahane :)
Hikayede o kadar çok dönüş-kıvrım (ingilizce: twist) var ki olay gidişatının devamlı değiştiği filmleri sevenler için bu film gerçekten bir başyapıt olarak değerlendirilebilir (Saw gibi) çünkü ne olacağı hiç kestirilebilir değil, yani ben kestiremedim en azından :D.
Hikaye ve film temel olarak diyaloglara dayandığı için filmde devamlı konuşuluyor hiç susulmadan, hiç sıkmadan daimi bir sürükleyicilik var. 116 dakika olmasına rağmen bir an bile sıkılmıyorsunuz, "hah tamam olay böyleymiş" dediğiniz anda bambaşka bir olay oluyor veya bir karakter öyle bir laf ediyor ki akış değişiyor; siz de ne düşüneceğinizi şaşırıyorsunuz.
Şimdi bu kadar övgü sonunda çok büyük beklentiler ile filmi izleyecekler belki alacakları hazzı minimuma indirebilirler, bu yüzden hiç bir beklenti içerisine girmeden filmi izlerseniz, çok beğenebileceğiniz; sinema tarihinin en güzel filmlerinden birine şahit olabilirsiniz.
10/10 Başyapıt, süper, şahane :)
12 Kasım 2006
workrave anti-rsi programı
workrave rsi rahatsızlığını önlemeye yönelik ve tedavisine yardımcı bir program: burda (ücretsiz)
9 Kasım 2006
ideal kilo hesaplaması
bugün müzik kanallarından birinde sağlık ölçer diye sms servisi reklamı yapılıyordu, işte boy kilo cinsiyet yaş isim yaz hedeye yolla kilon iyi mi söyleyelim bir yandan da altyazı geçelim diye bir servis vardı. 24 kontör ücretliydi ben de internetten bedavaya bulurum dedim ve buldum. buyrunuz bir kaç site:
televizyondakine en yakını: bu
formül vb. açıklanmış: şu
aynısının değişik versiyonu: o
bu da kendi kendinize aramak isterseniz: google
şu da bir gerçek ki "ideal" neye göre kime göre, sağlıklı günler...
televizyondakine en yakını: bu
formül vb. açıklanmış: şu
aynısının değişik versiyonu: o
bu da kendi kendinize aramak isterseniz: google
şu da bir gerçek ki "ideal" neye göre kime göre, sağlıklı günler...
se7en (1995)
!!Dikkat bu yazı küfür ve spoiler içermektedir!! +18
--- spoiler ---
sonlara doğru mills ve katil muhabbet ederlerken katilin anlattıklarına karşı mills'in veya somerset'in "e be öldürdüğün insanlar günahkarlar, şerefsizler de sen sanki çok masum biri misin be amına kodumunun çocuğu" dememesi filme kendini kaptırmış izleyicileri hüzünlere gark etmektedir. onun yerine kısmen çaylak olan mills abimiz kem küm ederek şerefsiz ibne katil kişisinin söyledikleri altında eziliyor gibi oluyor.
--- spoiler ---
son derece kaliteli ve süper bir film.
--- spoiler ---
sonlara doğru mills ve katil muhabbet ederlerken katilin anlattıklarına karşı mills'in veya somerset'in "e be öldürdüğün insanlar günahkarlar, şerefsizler de sen sanki çok masum biri misin be amına kodumunun çocuğu" dememesi filme kendini kaptırmış izleyicileri hüzünlere gark etmektedir. onun yerine kısmen çaylak olan mills abimiz kem küm ederek şerefsiz ibne katil kişisinin söyledikleri altında eziliyor gibi oluyor.
--- spoiler ---
son derece kaliteli ve süper bir film.
8 Kasım 2006
7 Kasım 2006
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)