23 Haziran 2008
Google Engineering Manager Niniane Wang ile bir röportaj
Yazıdan birkaç ilginç nokta:
"Who takes the blame at Google when something goes wrong with a piece of software?
We just fix it as soon as possible, instead of wasting time blaming. If it’s urgent, we call a Code Yellow and pull in others to help. Since Googlers are smart and dedicated, problems usually occur due to mistakes rather than incompetence or indifference. That makes it easier not to blame, because you realize “There but for the grace of God go I”.
Not blaming means the cost of failure is tolerable. This allows people to feel free to innovate with high-risk high-reward ideas.
What was your biggest lesson learned working at Google so far?
If you hire stellar people and give them freedom, they will produce amazing results. Google engineers have a surprising amount of freedom – in choosing projects to work on, contributing to multiple projects simultaneously, getting new projects chartered...
I heard a quote once that said, “Big companies take extraordinary people and make them do ordinary things. Startups take ordinary people and make them do extraordinary things.” I think the magic of Google comes from taking extraordinary people and letting them do extraordinary things."
15 Haziran 2008
Mecidiyeköy kedileri ve bugün dinlenecek şarkılar
artık mecidiyeköy denilen o kaotik ortamdan mıdır, hayat pahalılığından mıdır, çöplerin bolluğundan mıdır, trafik sorunundan mıdır yoksa metropol kedisi olmaktan mıdır nedir burada yaşayan kediler manyamışlardır. yoksa nerede yolun karşısındaki iki köpeğe tıslayıp saçı başı dağınık kir pas içinde bıyıklarının bir tarafı aşağı bir tarafı yukarı bakarken "maaaauuu, gitsenize olm burdan; oralar buralar benim" diye bağıran bir pisi görebilirsiniz? hayır köpekler de iri yarı ama sanırım fazla evcilleşmişler ki delikanlılıklarını kaybetmişler. hayır demiyorum ki onlar da bağırsın, höyt desin ama insanda azıcık gurur olur be. insan bir "böyt, noluyo lan, akıllı ol, aklını alırım hişş" der. bir de sabahın köründe oluyor bu olaylar, daha dün gece sabaha kadar kavga ettiniz lan kediler, nöbetçi mi koydunuz birileri gelir diye?
ayrıca çöplerin başında her gün bir kavga her gün bir gürültü. mafya mısınız kardeşim. şimdi inanmayanlar olacaktır ama bunların iki tanesi karşı karşıya sadece sol gözleri birbirine bakacak şekilde "mauuu", "daha çok maauuu" diyerek racon kesiyorlar. hayır korkuyorum yarın bir gün gelecekler "çık lan kardeşim bundan sonra burası bizim, mıntıkadan topladıklarımızı burada saklayacağız" diyecekler diye. birbirini 30km/s hızla kovalayan kediler artık trafik kazası yapıyorlar araçlara çarpıyorlar. o değil araçlar hasar alıyor. birbirinin gözünü çıkarmak amaçlı pençe atmalar mı dersin, diğerinin üzerine atlayıp bağırsaklarını çıkarmaya çalışmak mı dersin. günün her saati "maavv kırrrşş mavvvv kiiii" şeklinde kavga sesleri eksik olmuyor. hayır bir tane tek gözü olmayan var, apartmandan çıkarken bana tıslayıp artistlik yapıyor. hayır halbuki onlar için daha çok çöp üretebilmek için işe gidiyorum gözlerim yarı açık şekilde. bir de bunların maymun gibi sesler çıkartan martı* kankaları var. bunlar kavga ediyor martılar gaz veriyor tempo tutuyor.
devletin buna bir şey yapması lazım.
------------------
Dinleyiniz: Sagopa Kajmer & Kolera - Ne bilirsin, Sagopa Kajmer - Baytar, Bleach OST