Belki de birçok arkadaşımızın duymadığı belki de bir bölümünün kitabını okuduğu Agatha Christie'nin en iyi eserlerinden biri olduğu ileri sürülen bu film imdb top 250'de olmasaydı kendisiyle tanışamayacaktım. :) İyi ki de varmış, The Practice, 12 Angry Men tarzı yapımları seven kişiler için kaçırılmaması gereken bir yapımmış. Film konusu ve olaylar hakkında pek bir şey söylemenin izleyecekler için seyir zevkini mahvedeceği için olaylar hakkında bir şey anlatmamayı seçiyorum ama konuyu kısmen anlatmak gerekirse; cinayet ile suçlanan Leonard Vole'un kendisini mahkemede temsil etmesi için Sir Wilfrid'e gelmesi ve bu süreçte yaşanan olaylar olarak özetleyebiliriz.
Hikayede o kadar çok dönüş-kıvrım (ingilizce: twist) var ki olay gidişatının devamlı değiştiği filmleri sevenler için bu film gerçekten bir başyapıt olarak değerlendirilebilir (Saw gibi) çünkü ne olacağı hiç kestirilebilir değil, yani ben kestiremedim en azından :D.
Hikaye ve film temel olarak diyaloglara dayandığı için filmde devamlı konuşuluyor hiç susulmadan, hiç sıkmadan daimi bir sürükleyicilik var. 116 dakika olmasına rağmen bir an bile sıkılmıyorsunuz, "hah tamam olay böyleymiş" dediğiniz anda bambaşka bir olay oluyor veya bir karakter öyle bir laf ediyor ki akış değişiyor; siz de ne düşüneceğinizi şaşırıyorsunuz.
Şimdi bu kadar övgü sonunda çok büyük beklentiler ile filmi izleyecekler belki alacakları hazzı minimuma indirebilirler, bu yüzden hiç bir beklenti içerisine girmeden filmi izlerseniz, çok beğenebileceğiniz; sinema tarihinin en güzel filmlerinden birine şahit olabilirsiniz.
10/10 Başyapıt, süper, şahane :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder