28 Şubat 2013

A Good Day to Die Hard (2013)

Die Hard'dan beklentiler belli, eğlence aksiyon hınzır komedi. Bu filmle ilgili senaryo ile ilgili atıp tutacak değilim zaten yok. Bu kadar kötü olmasında en büyük etki kamera kullanımı. Devamlı titreyen, sallanan, tek bir sahnede malca sadece tek kişinin suratını gösteren (oyunculuklar başarılı olsa hadi bir nebze anlaşılabilirdi), araba tamponu, reklam markalarını göstermekten başka amacı olmayan sahneleri izlerken gerçekten üzüldüm, verdiğim paraya acıdım. Araba tamponu izlemeye niyetim olsa işe giderken pür dikkat kesilirim. Seri şu zamana kadar iyi gelmişti ancak bu kadar kötü bir film yapabileceklerini tahmin etmek zordu.

3 / 10

20 Şubat 2013

Dodookdeul (2012) [The Thieves]

Uzun süresine rağmen ilgiyle ve keyifle izlenen ters köşeli hırsızlar filmi :) Korece, Mandarin, Kantonca ve İngilizce konuşmalar mevcut, Hong Kong, Güney Kore ve Macau gibi yerlerde geçiyor, çok başarılı sahneler mevcut. Özellikle iç çekimden dış çekime geçişlerin ustalıkla kotarıldığı yerler çok keyifli. Bina etrafındaki sahneler de çok iyi çekilmiş.

7 / 10

18 Şubat 2013

Hotel Transylvania (2012)

İzleniyor, eğleniliyor, gülünüyor. Bununla birlikte tutacağına emin oldukları sıradan temalara (kızını özgür bırakmak istemeyen baba vs) çok sarılmışlar bu da orijinal olmamasını ve samimiyetsizliği sağlıyor. 3d film çektik gereksiz 3d sahneleri yapalım davranışı da çok net sırıtıyor.

6 / 10

Ace in the Hole (1951)

Evet 1950lerde basının ciğerini göstermeye cesareti çok başarılı, Kirk Douglas bir şerefsizi çok iyi oynamış ancak bu zamanda izlenince "zaten bildiğimiz mevzular" demeniz çok olası. İnsanoğlu çiğ süt emmiş.

6 / 10

Svartur á leik (2012) [Black's Game]

İzlanda'dan gerçek olaylara dayanan bir uyuşturucu işine giriş, yükseliş ve sönüş filmi. İlk yarı epey tempolu olmuş ancak yarıdan itibaren bir garipleşiyor. Gerilimi iyi hissettiriyor ancak aşırı derecede sert bir yapım. Ana fikri "hayat da zaten sert ve boktan değil midir" gibi görünüyor. İzlemesi çok iğrenç sahneler barındırıyor. Aşırı rahatsız edici.

6 / 10

15 Şubat 2013

A Russell Peters Christmas Special (2011)

Russell Peters'ın fazla cıvık ve çok üstünkörü yılbaşı şovu. 45 dakika ne olacak derseniz izlenir, zaman ayırmaya gerek var mı bilmiyorum.

5 / 10

11 Şubat 2013

Hwanghae (2010) [The Yellow Sea]

Epey farklı bir Güney Kore filmi. Borcu olan bir adamın başına gelmeyen kalmaması ana hikayeli, dağınık ve karışık anlatımı ile bol bol "ne oluyor ya" diye düşündürtse de gerçekçi sayılabilecek konu akışı ile benzerlerinden ayrılıyor. Film boyunca saykoluğun haddi hesabı yok bu nedenle rahatsız olacaklar olabilir. Sonunu anlamamanız olası burdaki ve şurdaki yazılardan hikayeyi okuyabilirsiniz. Bazı "yok artık" dedirtecek tarzı kovalama sahneleri çok saçma olmuş. Genel olarak farklı bir tat bırakan vahşet dolu garip bir yapım.

6 / 10

Swingers (1996)

Ayrılık acısı çeken ve hayattan umduğunu bulamadığını düşünen bir adamın Los Angeles gece hayatında kendini bulmaya çalışmasının sıkıcı hikayesi. Jon Favreau bu olayları kendi hayatından esinlenerek yazmış, sonra Iron Man'den çok para kazanınca bu hallerine gülmüştür.

4 / 10

7 Şubat 2013

Spellbound (1945)

Muhtemelen Hitchcock amcamızın izlediklerim arasındaki en zayıf filmi. Bir kitaptan uyarlama olduğundan olsa gerek üstat kendine has farkını ortaya koymaya çalışsa da sürükleyiciliği olmayan, bayat romantik havası ile sıkıcı bir yapım ortaya çıkmış. Gergory Peck yerine şeker kamışı da koyulabilirmiş.

4 / 10

6 Şubat 2013

Metropia (2009)

Çok farklı bir animasyon, hakkını vermek gerek. Özellikle sanki fotoğraflardan yapılmış kocaman kafalar rahatsız ediyor, ilginç bir deneyim sunuyor. Kendini merak ile izlettirmesi bir artı ancak sonuca giderken bol ters köşe yapmaya çalışsa da çok doyurucu olduğunu söylemek mümkün değil. Çok farklı bir distopya izlemek isteyenler şans verebilir.

6 / 10

Russell Peters: Red, White and Brown (2008)

Russell Peters bu sefer New York'ta bir gösteri yapmış. Yine komiklikler şakalar var ancak 1997'deki gösteri kadar başarılı değildi. Yine de gülmek eğlenmek için birebir. +18 olduğunu belirtmekte fayda var.

6.5 / 10

Russell Peters: Show Me the Funny (1997)

Russell Peters'a youtube videolarında rastlamıştım. Onar dakikalık videolarındaki performansını çok beğenmiştim. Kendisi Kanadalı Hindistan kökenli dünyayı gezmeyi ve insanlarını incelemeyi seven biri. Esprilerinin %95'i dünyadaki değişik ülkelere mensup insanlar üzerine komik tespitlerden ibaret. Bu durum bazı insanlara hakaret edici gelebilir en baştan belirteyim. Bu gösteri de 1997'deki şovu. Gülmek eğlenmek için şans verilebilir. +18 olduğunu belirtmekte fayda var.

7 / 10

Django Unchained (2012)

Tarantino'nun yaptığı işler ortada bu nedenle kendisinden beklentiler de yüksek. Başta güzel gibi gelse de genele bakıldığında çok üstünkörü ve gereksiz olmuş. Jamie Foxx yerine bir kütük koysalar da olurmuş. Yarısına kadar merak olgusu başarı ile işlenmiş ancak sonrası "e amaç ne" diye sorduruyor. Ortada hikaye de olmadığı için becerememiş diyoruz. Tarantino'nun amacı kendi tarzında zencili kill billvari western çekmekmiş gibi görünüyor.

5 / 10

1 Şubat 2013

Seven Psychopaths (2012)

Fragmanı daha fazlasını vadediyordu, onu verememiş. Bazı yerleri komik ve farklı ancak genel olarak çok ciddi bir dağınıklık var. Zaten hikaye üretmekte sıkıntı çekme konusu hep işlenen ve çoğunlukla becerilemeyen bir taktik. Sam Rockwell süper oynamış, ana hikayeden çok aradaki psikopat kısa hikayeleri daha iyi işlenmiş.

6 / 10